Mayıs Papatyası Her Derde Derman
Manşet Haber 11.04.2016 23:08:39 0

Mayıs Papatyası Her Derde Derman

Mayıs Papatyası Her Derde Derman

Türk Fitoterapi Derneği Başkanı Prof. Dr. Ekrem Sezik, sindirim sistemi rahatsızlıklarının etkilerini azaltmak için, yemeklerden sonra papatya çayı içilmesini tavsiye ediyor. Papatya çayının keyif için de içilebileceğini söyleyen Sezik, tüketicilere önemli bir uyarı yaparak şunları söylüyor: “Tüketiciler bir konuda dikkatli olmalı. Aktar ve diğer yerlerde açıkta veya paketlenmiş halde satılan papatyalar mayıs papatyası değildir. Yarar yerine zarar verebilir.”

Türk Fitoterapi Derneği Başkanı Prof. Dr. Ekrem Sezik, papatya bitkisi konusundaki tavsiye ve uyarılarını tüketicilerle paylaştı.papatya_cay

Ülkemizde, bilimsel isimleri farklı olan çok sayıda bitkiye papatya dendiğini belirten Sezik, gıda, şifa verici veya bitkisel ilaç olarak bilimsel adı “Matricaria recutita” olan mayıs papatyasının kullanıldığını söyledi.

Papatyanın değişik etkilerinden dolayı Avrupa’da yaygın olarak kullanıldığını aktaran Ekrem Sezik, bu etkileri kısaca şu şekilde özetliyor: “Hafif spazm, gaz, geğirme gibi sindirim sistemi rahatsızlıklarında, bu belirtileri giderici olarak ve bilhassa çocuklarda karın ağrılarında, bebeklerde gaz sancılarının giderilmesinde kullanılır. Belirtilen amaçlar için dahilen çayı, çözünen çayı ve damlaları kullanılmaktadır.”

Sezik, papatya ve preparatlarının haricen kullanımlarının da bulunduğunu belirterek sözlerine şöyle devam ediyor: “Bunlardan en yaygını, merhem ve kremleri halinde, bebeklerde pişiklere karşı ve cilt bakımı içindir.”

Papatya çayı şifalı mıdır?

Türk Fitoterapi Derneği Başkanı Prof. Dr. Ekrem Sezik, papatya çayının şifalı olduğunu söylüyor: “Bilhassa gaz, hafif spazm gibi sindirim sistemi rahatsızlıklarında, yemeklerden sonra papatya çayı içilmesini tavsiye ediyoruz. İçimi de hafif olduğu için, zaman zaman keyif için papatya çayı içilmesi, kişinin hem sıvı ihtiyacını giderecek hem de papatyanın şifalı etkilerinden yararlanmasını sağlayacaktır.”

Ülkemizdeki durum nedir?

Prof. Dr. Ekrem Sezik, papatya çayının Türkiye’deki durumunu ise şöyle anlatıyor:

“Aktarlarda papatya adı altında değişik çiçekler satılmakta, ayrıca piyasada gıda kalitesinde poşet çaylar bulunmaktadır. Aktarlarda satılan papatyaların hemen hemen tamamı papatyaya benzeyen ve halkın papatya dediği diğer bitkilerin çiçekleridir, yani mayıs papatyası değildir. Kimyasal yapıları farklı olduğu için papatyadan beklenen şifalı etkileri göstermez, hatta zararlı olabilirler. Papatyaya benzeyen ve bilimsel adı “Senecio” olan bitkilerin çiçekleri de aktarlarda papatya olarak satılmaktadır. Bu bitkinin çiçeklerinde, karaciğerin yapısını ve çalışmasını bozan maddeler bulunmaktadır. Yani karaciğer zehridirler. Hemen her yıl aktarlarda bulunan papatyaları toplayıp hangi bitkiye ait olduğunu tayin ediyoruz. Dolayısıyla bu bilgi bilimsel çalışmaların sonucudur.”

Papatya çayı içiniz ama…

Prof. Dr. Ekrem Sezik papatya çayının içilmesini tavsiye ederken, tüketicilere önemli bir uyarıda bulunuyor:

“Kesinlikle aktarlarda veya bir başka yerde açıkta satılan veya torbalanmış papatya alıp kullanmayınız. Bilinen firmaların, poşet çayları kullanılmalıdır. Bu ürünlerin mayıs papatyasından sağlıklı şartlar altında hazırlanmış olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla bu uyarı ve tavsiyeyi yapıyorum. Yemeklerden sonra papatya çayı içilmesi, sıvı alımının yanında papatyanın yararlı etkilerinden de faydalanmanızı sağlayacak, midenizi rahatlatacaktır. Günde birkaç kupa poşet papatya çayı içmekte, gerektiğinde yukarıda bahsettiğim rahatsızlıklar için papatyayı kullanmakta ve yurtdışı seyahatlerde eczanelerden damla, krem gibi papatya ürünleri alıp, gerektiğinde kullanmak üzere bir köşeye koymakta yarar var.”

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°