MEB’E ÇAĞRI: YÜZ YÜZE ÖZEL KURSLARA MECBUR KALINIYORSA DERSLER NİYE UZAKTAN?
Manşet Haber 25.09.2020 09:16:02 0

MEB’E ÇAĞRI: YÜZ YÜZE ÖZEL KURSLARA MECBUR KALINIYORSA DERSLER NİYE UZAKTAN?

MEB’E ÇAĞRI: YÜZ YÜZE ÖZEL KURSLARA MECBUR KALINIYORSA DERSLER NİYE UZAKTAN?

Yeni bir eğitim öğretim yılı 31 Ağustos’ta mı, 21 Eylül’de mi, ne zaman başladı? Okullar ve üniversiteler açılacak mı kapalı mı tutulacak? Pek açılmışa benzemiyorlar ama biz başladı kabul edelim.

Yıllardır okul içi ilişkiler, yaşananlar, başarılanlar, zorlanılanlar, şiddet, mobbing, sınav, bilimsel eğitim, din eğitimi, meslek liseleri, üniversiteler… Okul ve üniversiteleri, eğitim öğretimi bizzat içinde bulunan öğrenci, öğretmen, akademisyen, ailelerle izlemeye çalışıyorum; işin içinde olanların deneyimlerini önemsiyorum, onların deneyimlerini soruyor ve bazılarını burada da paylaşıyorum.

Mart’tan bu yana bir başka evreye zorlanmış durumdayız, ne MEB ne de YÖK sağlıklı bir bilgi paylaşımı, takip veya planlama yapamıyor. Gaziantep’ten, Diyarbakır’dan, Ankara’dan… Memleketin her yerinden bir yandan cefakar öğretmen ve okul yöneticilerinin ellerinde süpürge fırça derslik koridor pencere, hatta tuvalet temizlediklerini görüyoruz. Diğer yandan pek çok baskı, sürgün, mobbing, taciz, şiddet, lakayıtlık, rüşvet, iltimas örneklerini de görüyoruz. Maalesef iyi ve kötü örnekler iç içe. İyi örnekler kötüleri aşabileceğimizi gösteriyor da bunun yol yöntemi, politika ve stratejisi önemli.

Bugün de bazı öğretmen deneyimlerini paylaşacağım. Bundan kasıt sadece bir “tanıklık” değil, her tanıklığın bir bilgi olmasındandır; çözüm yollarında yapılacaklarla ilgili ipuçları sunmasından, sorunu göstermesinden, yapılacağa işaret etmesinden dolayı her biri çok değerli tanıklık sayılır.

HEM ÖĞRETMEN HEM EŞ HEM ANNE OLARAK İŞİMİZ ZORLAŞTI:


“Öğretmen olarak kesintili olarak günün her saatine konabilen canlı derslerim nedeniyle aile ev düzeni kalmadı. Eskiden en azından aksamlar aileye kalabiliyordu, şimdi dersler saat dokuza kadar sürebiliyor. Evden çalışmanın getirdiği çocuk ev karmaşası herkesin problemi. Kendi canlı ders takibim dışında oğlumun canlı derslerini takip etmek ve onca strese rağmen sabah erken kalktığımızda dersin bağlantı nedeniyle yapılamaması yıpratıcı. Bu hafta hemen her gün böyleydi. Kızım birinci sınıfa başladı, göndersek mi göndermesek mi ikileminde kalmak, yine ev ortamında okula hazırlık çalışmaları yaptırmak oldukça yorucu. Haftanın bir günü okula gidiyoruz ve filyasyon sıramızın gelmesinden korkuyoruz. Pandemi öncesi herkes okulda yorulurdu, veli  olmak zor gelmiyordu. Bu yıl veli olmanın sorumluluğunu ve yorgunluğunu  aşırı  derecede hissediyorum.”

CANLI DERSTE BİRKAÇ DUYARLI ÖĞRENCİ:


“Canlı derslere katılım yüzde onun altında. Bir oğrencimle deneyimim beni çok etkiledi. Bu yıl ilk kez felsefe dersi gören 10. sınıf öğrencim dersten önceki akşam konuyu okumuş, hazırlanmış ve felsefe kavramını hiç duydunuz mu dediğimde felsefe her şeyle ilgili düşünen sorgulayan bilimdir, hayır bilim değildir dedi ve devam etti. Bu kazanımı biz bir yıl ders anlattığımız öğrencilerin tamamına kazandıramıyoruz. Ve bu öğrenci İnternet kafeden her gün derslere katılıyor EBA TV izliyor ve derse hazırlanıyor. Bu canlı dersime iki sınıftan toplamda iki öğrenci katılıyor.”

İMKÂNI OLAN ÇOCUĞUNU YÜZ YÜZE ÖZEL KURSA YAZDIRIYOR:


“Sınava hazırlık grupları dışında özel kurslara aşırı bir talep var. İlkokullarda takviye olarak bile aşırıydı, şu an birinci sınıflar bile özel kurslarda. Okul açılmayacaksa öğrenci uzak kalmasın diye birçok tanıdık öğrenci özel kursa yazıldı yılın her dönemi yer bulunan ilkokul kurslarında yer kalmadı.”

EBA’YA KATILAMIYORUZ ÇÜNKÜ KURSTAYIZ:


“Onikinci sınıf, sınıf rehber öğretmeniyim, öğrenciler EBA’ya canlı derslere katılmıyor ve verimli olmuyor, zamanımız olmuyor, kurstayız, o saatlerde işimiz oluyor gibi açıklamalar yapıyor.”

CANLI DERSLER DÜZGÜN PLANLANAMADI, BAĞLANTI SORUNLARI ÇÖZÜLEMEDİ:


“Canlı ders planlama yetkisi sadece okul müdüründe olduğundan bazı sınıflara hiç ders yapmadığımız haftalar oluyor. Katılım konusunda olumsuz bir etken de bu maalesef. Bir de bağlantı problemi var ki hepimizi soğuttu. İlkokullarda öğretmenler kendi atamalarına başladı ama bu sefer de teknik problem var. (…) tam hakim değil hiç kimse ve öylesine atanıyor ders. Bu konuda bir programın yapılması lazım.”

24 SAAT EBA VEYA ZOOM’DA DERS SORUNU SOSYAL HAYATI BİTİRDİ:


“1. Nokta.Sürekli canlı ders muhabbetinden dolayı öğretmen dışarıdaki sosyal hayatı ve aileyi unuttu. Akşam 20.15’e diğer gün sabah 10, cumartesi akşam yine saat 19:00’a konan EBA dersi sosyal düzenimizi felç etmekte.

ÖN HAZIRLIKLAR YOK, BELİRSİZLİK ACEMİLİK ÇOK:



  1. nokta MEB’deki her kademedeki kurumdaki belirsizlik bizleri olabildiğince geriyor. Kaç saati ZOOMdan kaç saati EBA’dan verilecek karmaşası, ek ders karmaşası yaşanıyor. Örneğin geçen hafta her sınıfa 16 saat olan EBA’dan ders görme zorunluluğu 24 saate çıktı. Bütün düzen alt üst oldu. Geriye kalan 16 saati ZOOM veya diğer araçlardan kim nasıl ne zaman verecek belli değil. Okullar program yapmakta zorlanıyor çünkü süreci bilmiyorlar, her hafta farklı bir uygulama yapılıyor. 22 Eylül'de öğretmenler EBA harici ders butonundan diğer derslerini verecekti. İlgili bölümü yapamadılar, şimdi il bilişim veri tabanından ekleme yapmamızı istiyorlar. Yani MEB'in her kademesi son derece hazırlıksız bilgisiz. Koskoca yazı boşa geçirmişler. 3 haftalık eğitim sağlıklı bir şekilde verilmedi ders yapamadık.


ONLİNE SİSTEM ÇALIŞMIYOR, BAĞLANILAMIYOR:



  1. nokta bağlantıda sürekli kopmalar yaşanıyor, EBA’da çok kalabalık karşıyaka escort yazısını görmekten gına geldi. Elimiz beynimiz sürekli telefondan bilgisayar başında bağlanmaya çalışmakla geçiyor. Maalesef teknoloji olarak gerekli alt yapıyı eğitime sunamamışız.


İNTERNET HARCAMASI CEPTEN:



  1. nokta öğrencilerin cep telefonları eski veya yok, bağlanamıyorlar derse, aynı zamanda ZOOM EBA bunlar görüntülü olduğu için çok fazla internet harcamasına sebep oluyor. Hemen bitiyor internetleri. Su süreçte bile öğrencilere bir sistem geliştirip  EBA ZOOM’a girdiklerinde internet harcaması düşümü yapabilirlerdi.5. Nokta. Bakanın MEB’deki yatırımın yapmamalarını gerekçesi olarak öğretmen maaşlarını göstermesi son derece üzücü ve onur kırıcıdır. (…) Uzak eğitimde maalesef sıkıntı ödevine tam çalışmayan MEB’de sayılır.”


ÇOK ÇOCUKLU AİLELER İÇİN DAHA ZOR:


“Birden fazla öğrenci olan evlerde birden fazla bilgisayar tablet vb. ihtiyacı var.”

ÖZEL OKULDA 9:30-16:00 EKRAN BAŞINDA OLMALARI PER ÇOK SORUN YARATIYOR:


“Özel okulda olan öğrenci velilerinden edindiğim izlenim lise grubu sabah 9:30 akşam 16:30 sürekli ekran başında olmalarının yarattığı sorunlar var. Odasından çıkmama, içe kapanma, uyuşukluk, beslenme düzensizliği gibi. Ergenliğin olağan sıkıntılarıyla birleşince velilerde kaygı yaratıyor.”

PROGRAM OTURTULAMIYOR, YETERLİ DONANIM DESTEĞİ GELMEDİ:


“Okullar bizden normal koşulların yıllık planını kemalpaşa escort yapmamızı istiyor, müfredat uygulama koşullarımıza uymuyor: (…) Bilgisayar ödeneği ve internet destekleri de henüz gelmedi.”

YÜZ YÜZE EĞİTİMİN TİCARİLEŞTİRİLMESİ, YENİ ZÜMRELEŞTİRME VE SINIFLAŞTIRMA


Online öğretim, daha önce yazdığım merkezi hiyerarşik e-diktasyon veya d-diktasyon dışında okulların ve üniversitelerin deregülasyonu için kullanılıyor, esnek çalışma, haftanın yedi gününe, günün 24 saatine taşınan yapılar, günlük yaşamı ve kişi haklarını yok sayıyor, sistemi daha da otoretiterleştiriyor.

Dahası okullar yani yüz yüze resmi eğitim tasfiye edilirken, imkanı olan özel kurslara, yüz yüze eğitimin daha ticarileşmiş türlerine mahkum ediliyor, okullar tasfiye edilirken ticari eğitim öğretim yaygınlaşıyor.

Ticarileşmiş yüz yüze eğitim sınıfsal ayrışmaları daha da kiraz escort körüklüyor. Olan dar gelirliye oluyor, orta sınıfları da zorluyor.

Online adı üstünde okul değildir, uzaktan geçiştirmedir. Okullarımızı (yüz yüze eğitim hakkımızı) savunalım.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°