Meclisten karar geçti, Aldırmaz konuştu
Manşet Haber 18.12.2012 00:32:03 0

Meclisten karar geçti, Aldırmaz konuştu

Meclisten karar geçti, Aldırmaz konuştu

zihni_aldirmaz18Adana(Ulus)--Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Zihni Aldırmaz geçtiğimiz hafta Büyükşehir Belediye Meclisi’nde 1/5000’lik imar düzenlemelerine yönelik itirazların değerlendirildiği oturumda ortaya çıkan manzaranın kamuoyu vicdanını yaraladığını vurguladı. Büyükşehir Belediyesi olarak söz konusu imar değişikliklerinin görüşüldüğü oturumda gösterdikleri tavrı bundan sonraki süreçte de geri adım atmadan sergileyeceklerini kaydeden Aldırmaz, “Kentin geleceğini ilgilendiren bu kararlara karşı Adana halkının hakkını hukuki zeminde de arayacağız” dedi.

1/5000’lik imar düzenlemelerine yapılan itirazların görüşüldüğü oturumda kamuoyu vicdanının kabul etmeyeceği ve kentin imarına aykırı birçok komisyon raporunun aksine idare olarak görüş ortaya koyduklarını ancak yapılan oylamalarda bu görüşlerin kabul görmediğini ifade eden Zihni Aldırmaz, “Okul yerlerinin konut alanına, konut alanlarının benzin istasyonuna, sosyal ve kültürel donatı alanlarının konut alanına, resmi kurum alanlarının iş merkezine, cami yerinin işyerine dönüştürülmesi için hazırlanan komisyon raporuna ‘evet’ dememiz ya da seyirci kalmamız söz konusu olamazdı. Bizde Adana halkının haklarını korumakla görevli bir kurum olarak hazırlanan bu raporlara karşı idarenin görüşlerini dile getirdik. Konut alanlarının konut alanı olarak, cami yerinin cami yeri olarak, resmi kurum alanlarının yine resmi kurum alanı olarak kalması gerektiğini savunan görüşlerimizin hiçbirisi Büyükşehir Belediye Meclisi’nde kabul görmedi. En gelişmiş ilçemiz olan Çukurova İlçesi’nde İlçe belediyesi kirada kaymakamlık bir okul binasında hizmet veriyor. Resmi kurumların büyük çoğunluğu eski kent merkezinde kaldı. Çukurova İlçemizde önemli oranda resmi kurum alanına ihtiyaç varken, imar planındaki resmi kurum alanlarında değişiklik yaparak bu alanları imara açmak kabul edilemez. Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili olarak Adana halkının haklarını korumakla görevli olmamın yanısıra, başkanlığını yaptığım Büyükşehir Belediye Meclisi’nin itibarını ve kamuoyu nezdindeki güvenilirliğini düşünmekle de mükellefim. O nedenle Meclis’te gösterdiğimiz tavrı, bundan sonraki süreçte de ortaya koymaktan asla vazgeçmeyeceğiz” diye konuştu.

Özellikle basında geniş yer bulan Gazipaşa Bulvarı’ndaki cami yeri ile ilgili tartışmaların Adana Büyükşehir Belediye Meclisi’ni tartışılır hale getirdiğini vurgulayan Zihni Aldırmaz, “Biz idare olarak her ne kadar o yerin cami yeri olarak kalmasıyla ilgili görüş bildirsek de Meclis’te yapılan oylamada söz konusu yerin imarının işyeri olarak değiştirilmesine karar verildi. Özellikle şunun bilinmesini isterim ki, Adana Büyükşehir Belediyesi olarak cami yerinin işyerine dönüştürülmesine yönelik alınan bu karara karşı hukuki zeminde mücadelemizi sonuna kadar yürüteceğiz. Bu mücadelenin sonunda ise Büyükşehir Belediyesi olarak yoğun ihtiyaç olan o bölgeye hizmet verecek caminin söz konusu yere yapılması için gayret göstereceğim” dedi.

 

 

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°