Medikalciler kamu hastanelerini icraya verece
Manşet Haber 9.12.2012 13:45:39 0

Medikalciler kamu hastanelerini icraya verece

Medikalciler kamu hastanelerini icraya verece



Adana(Ulus)—Adana’daki medikalciler, alacaklarını tahsil edemedikleri kamu hastanelerini icraya vermeye hazırlanıyor.

Çukurova Medikalciler Derneği (ÇUMED) Yönetim Kurulu, üyeler ile istişare toplantısı yaparak kamu hastanelerinde biriken alacakları hakkında görüş alışverişinde bulundu. Dernek binasında yapılan toplantıya ÇUMED Yönetim Kurulu Üyeleri tam kadro katılırken çok sayıda üye medikalci esnafı da hazır bulunarak sektörün ‘kangren’ haline gelen alacak meselesini nasıl tahsil edebilecekleri üzerinde istişarede bulundular.

Her platformda dile getirdikleri tahsilât sorunlarında en ufak bir gelişmenin yaşanmadığının altını çizen medikalciler, Kamu Hastaneleri Birliği yapısının bu konuda bir düzenleme yapıp yapmayacaklarını ise merakla beklediklerini ifade ettiler.

Her geçen gün mali çıkmaza girdiklerini de iddia eden medikalciler, yaptıkları açıklamada şu görüşlere yer verdiler:

“Medikal ürünleri, hastalıkların teşhisinden tedavisine kadar sağlığın olmazsa olmazıdır. Hastaneler bizim verdiğimiz medikal ürünlerle ameliyat yapıyorlar. 3 ay vadeli veya peşin olarak aldığımız medikal ürünlerin parasını kamu hastanelerinden 6 aydan önce alamıyoruz. Bazı hastaneler ise 12 ay sonra ödeme yapıyor. Kamu hastanelerinin kestikleri faturaların karşılığını, SGK ve Sağlık Bakanlığı’ndan zamanında tahsil ettiklerini de biliyoruz. Buna rağmen, paramızı istediğimiz zaman hastane yönetimleri tarafından ‘ihaleden men ederiz’ diye tehditler alıyoruz. Biz fazladan bir şey istemiyoruz. Kamu hastanelerine verdiğimiz ürünlerin bedelini istiyoruz. Hastaneler, hizmet aldıkları kasabın, manavın, sütçünün kestiği faturaları zamanında ödüyor da bizimkileri neden ödemiyor? Tahsilat sıkıntımızı Sağlık Bakanlığı’ndan tutun da defterdarlık ve hastane başhekimlerine kadar iletmediğimiz kurum kalmadı. Tefecilerin elinde can çekişen çok sayıda meslektaşımız var. Ya batacağız ya da yasal hakkımızı kullanıp kamu hastanelerini icraya vereceğiz. İlgilileri son kez uyarıyoruz.” dediler.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°