MEHMET BAŞPINAR -2-
Manşet Haber 3.12.2021 23:29:46 0

MEHMET BAŞPINAR -2-

MEHMET BAŞPINAR -2-


Dün ilki yayınlanan, şehrimizdeki zenginleşme serüvenlerini içeren bu yazı dizisinde, sermaye/servet biriktirme yöntemlerini anlatıp örneklendireceğim.





Cumhuriyetin ilk yıllarına dayanan bu hikayelerin son 40 yılına bizzat tanıklık etsem de sadece şahsi tecrübelerime güvenmek, tek taraflı bir anlatım oluşturmamak için oldukça geniş ve en az benim kadar tecrübeli olan çok değerli isimlerle görüştüm.





Kimin, nereden, hangi dönemde, ve nasıl zenginleştiğine dair etraflıca araştırmalar yaptım.





Bu itibarla, sanayisi, ticareti, siyaseti ile şehrimizi en iyi bilenlerden birisi hiç kuşku yok ki benim de çok yakın dostum olan Ümit Özgümüş.





Adana Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyeliği ile başlayıp, Başkan Vekilliği ve uzun yıllar da Sanayi Odası Başkanlığı yapan Özgümüş'ün, iki dönem Büyükşehir Belediye Başkan Adayı gösterilip ve bir dönem de Milletvekilliği yaptığı göz önünde bulundurulursa, şehrimizdeki sermaye/servet birikimi ilişkilerine dair tanıklığı bulunmaz değerde.





Adana'da sanayi ve ticaret denince Topraklar'ı, Sapmaz'ları, Sabuncu'ları ve elbette Sabancı'ları da anmamak olmaz.





Adlarını andığımız bu ailelerin sermaye ve servet birikim süreçleri içinde çeşitli aşamalar yaşansa da bunları tarihsel koşulları içinde değerlendirecek olursak iki sıçrama döneminden söz etmemiz gerekiyor;





İlki Cumhuriyetin ilk yıllarına dayanır ve (daha eski değil) her birinin hikayesinin içinde atlı, eşekli çerçilik ve hamallık da olan ilksel birikim dönemini kapsar. Çırçırla başlayan makineleşme, her birinin birden fazla dev fabrikalarla üretim süreçlerine katılmalarına dönüştü ve bu 1980'li yıllara kadar devam etti.





Dünya'da, üretime dayalı ticaretin yerini, ekonomik döngünün paranın ve malın serbest dolaşımına terk eden neoliberal düzene geçilmesi ile birlikte Adana'nın da tarihteki rolü yeniden biçimlendi.





Artık zenginleşme için üretim ve ticaret yapmanın 'gereksizleştiği' yeni bir döneme girilmişti. Devletin topladığı vergilerden kaynak aktarıp yarattığı zenginler, arkalarında on binlerce işsiz ve yıkık bir şehir bırakarak, servet ve sermayelerini nakde dönüştürüp finansın başkenti İstanbul'a yerleştiler.





Süreci okuyamayan Sapmaz'lar, Toprak'lar tasfiye olurken, Sabuncu'lar hala direniyor ve adapte olmaya çalışıyor. Sabancı'lar ise bu özelleştirme yoluyla mülksüzleştirme sürecinden aldıkları paylarla zenginleşmeye devam ediyor.





Her biri hakkında sayısız araştırmalar yapılıp, kitaplar yazıldı.





Buraya kadar kısaca özetlemeye çalıştığım süreç, Adana ile ilgili anlatacaklarıma dayanak teşkil etmesi içindi.





İlksel sermaye ve servet birikimi döneminden sonra yaşanan ikinci etap ise şehrimizdeki, yukarıda kısaca aktarmaya çalıştığım ailelerin mülklerinin tasfiyesini de kapsayan, 1980 sonrasındaki kent rantı üzerine kurulan zenginleşmeye dayanıyor.





Bu yeni dönem, tarım alanlarının sanayi siteleri için imarlı arsalara dönüştürülmesi ve bu işlemlerin yapıldığı belediyelerin yeni nesil zenginleşme araçları haline getirilmesine tekabül ediyor.



Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor

YAZARLAR

35.2° / 19.1°