MEKANİK BEL AĞRISININ 5 ÖNEMLİ NEDENİ
SAĞLIK 23.10.2018 01:41:50 0

MEKANİK BEL AĞRISININ 5 ÖNEMLİ NEDENİ

MEKANİK BEL AĞRISININ 5 ÖNEMLİ NEDENİ

Yapılan araştırmalara göre insanların yüzde 80'i hayatlarında en az bir defa ciddi bel ağrısı çekiyor.Vücudun önemli yükünü kaldırma görevini üstlenen bel bölgesinde ortaya çıkan ağrılar kendi içerisinde oluşumlarına göre gruplara ayrılmaktadır. Günlük zorlayıcı aktivitelerin de etkisiyle birçok insanda mekanik bel ağrısı oluşabilmektedir. Öne eğilmek, yerden bir şeyi kaldırmak, dönmek, uzun süre ayakta durmak ve yürümek gibi günlük aktivitelerle şiddetlenebilen bel ağrılarına “mekanik bel ağrısı” denildiğini belirten Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erkan Kaptanoğlu hastalığın 5 önemli sebebini açıkladı.
Mekanik Bel Ağrısının 5 Önemli Nedeni
1) Gerilme ve Zorlanma Ağrıları:
Mekanik bel ağrılarının en sık sebebidir. Gerilme ve zorlanma ağrıları vücudumuzda kemikleri ve kasları birbirlerine bağlayan ligaman(doku bantları) ve bağların fazla gerilmesi hatta yırtılması sonucu olabilir. Zorlanmanın olduğu yer her zaman tespit edilemeyebilir. Ağrı keskin, künt, yakızı yada bıçaklayıcı tarzda olabilir. Çok kısa sürede geçebileceği gibi genellikle haftalar, bazen de aylar sürebilir.
2) Bel Fıtığı:
Omurlarımız arasındaki disk şeklindeki kıkırdağın yırtılarak içeriğinin komşu sinirlere baskı yapmasıdır. Bu sinir basısı neticesinde bacağa ve ayağa inen ağrı meydana gelebilir.Ağrıya bacakta ve ayakta güç kaybı, his kaybı, uyuşma ve iğnelenme eşlik edebilir. Şikayetler fıtığın bası yaptığı sinire göre değişiklik gösterebilir.
3) Belde Dar Kanal:
Genellikle ileri yaşlarda görülür. Belde omurganın içinde omurilikten aşağıya doğru inen sinir liflerinin bel bölgesinde sıkışması ile karakterizedir. Bu bölgede sinir kanalının etrafı omurga kemikleri, eklemleri, ligamanlar(doku bantları) tarafından oluşturulmuştur. Bu yapıların zaman ile kireçlenme gibi çeşitli nedenlerle kalınlaşması, içinden geçen sinirleri sarmalayıp sıkıştırabilir.Bunun neticesinde özellikle yürürken ortaya çıkan yada artan her iki bacak ağrısı, bacaklarda uyuşma ve karıncalanma hissi olabilir.
4) Bel Kayması:
Bir omurun diğer bir omur üzerinde kaymasıdır. Bel ağrısı öncül yakınım olabileceği gibi, bel fıtığı ya da dar kanal yakınımlarına da neden olabilir.
5) Omurga Kırıkları:
İleri yaşlarda basit düşmelere bağlı bel omurga kırıkları genellikle osteoporoza bağlıdır ve mekanik bel ağrısına neden olabilirler. Omurga kemik mineralleri ve gücü ileri derecede azalmışsa, bu kırıklar ağırlık kaldırırken ya da öne eğilirken dahi olabilir. Kırıklar neticesinde ani ve çok şiddetli ağrılar meydana gelebilir.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°