Menderes Salonu Bakımda
Manşet Haber 21.06.2015 12:15:20 0

Menderes Salonu Bakımda

Menderes Salonu Bakımda

Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü Abdulkadir Ataşbak, 1959 yılında hizmete giren ve okul ile kulüplerin yılda ikibin karşılaşma yaptıkları Menderes Spor Salonu’nu müze gibi koruduklarını söyledi.

Ataşbak, her yıl olduğu gibi, ölü sezonda Menderes Spor Salonu’nun zemini tamamen zımpara yapıldığını, deforme olan çizgilerinin yeniden çizildiğini, boya ve cila yapıldığını, yıpranan koltukların değiştirileceğini veya onarılacağını kaydetti.
Salonun şu anda tamamen eksiklerinin giderilerek yeni sezona hazırlandığına dikkati çeken Ataşbak, şöyle devam etti:
“Tarihi Menderes Spor Salonu 56 yıldır ulusal ve uluslararası müsabakalara tanıklık ediyor. Kendi dönemine göre en iyisi olan Menderes Spor Salonu’na kentin olumsuz hava koşullarından korunmak için merkezi sistemli klima takılmasıyla yaz ve kış mevsimlerinde yapılan müsabakalarda sorun yaşanmamaktadır. Daha önceleri yağışlı havalarda su sızdıran tavanını tamamen onardık. Çağdaş koltuklar takılmasını sağladık. Her yıl yaptığımız gibi, ölü sezonda zemin parkelerin zımparalanması, boya, cila ve çizgilerin yeniden çizilmesini gerçekleştiriyoruz. Ayrıca, takımların, hakem ve diğer görevlilerin soyunma odaları, tuvalet ve duşların eksikleri giderildi. Engellilerin yaşamlarını kolaylaştırmak için mimari değişikliğin yanı sıra rampalar yapıldı.”
FARKLI AMAÇLARDA DA DEĞERLENDİRİLİYOR

Kent merkezinde olması nedeniyle haftanın 7 günü başta okul ve kulüp sporları, deplasmanlı hentbol, basketbol, voleybol maçları olmak üzere Menderes Spor Salonu’nda yoğunluk yaşandığını, anımsatan Ataşbak, “Salonda sporun yanı sıra resmi bayramlarda, valilik, yerel yönetimler, siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşlarının konser, konferans, gösteri, genel kurul gibi taleplerini de karşılıyoruz” diye konuştu.

Ataşbak, Menderes Spor Salonunda, Amir Sadık Günyeli gözetiminde 6 personelin sürekli görev yaptığını da sözlerine ekledi.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°