Merkez Park Yeşil Kalsın
Manşet Haber 8.08.2013 23:51:22 0

Merkez Park Yeşil Kalsın

Merkez Park Yeşil Kalsın

yesilalana_merkezTürk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Adana İl Koordinasyon Kurulu (İKK) Sekreteri Nazım Biçer, Adana Merkez Park’a bina yapımına karşı olduklarını bildirdi.

Merkez Park içinde, Fuzuli Caddesi ile Cevat Yurdakul Caddesi’nin kesiştiği köşede, demir köprünün güneyinde yer alan 28 bin 749 metrekarelik alana Gençlik Merkezi tesisleri yapılmak istendiğini ve Seyhan havzasında yer alan Merkez Park’ta yapılaşma oluşturarak Adana’da sorunlu bir alan daha yaratılmasına neden olacak bu projeye karşı olduklarını hatırlatan Biçer, belediye meclis üyelerine çağrıda bulunarak, “Gençlik merkezinin Merkez Park’ta yapılması kararını onaylamayın” dedi.

Söz konusu alanın Gençlik Merkezi yapılmak üzere Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’ne tahsis edilmesi kararının Seyhan Belediye Meclisi’nde oy çokluğuyla kabul edilmesinin ardından, konunun Adana Büyükşehir Belediyesi komisyonunda görüşülerek oy çokluğuyla onaylandığını ve Büyükşehir Belediye Meclisi’nde karara bağlanması aşamasına getirildiğini vurgulayan Biçer, “Anlaşılan o ki, Adana Şehir merkezinde Reşatbey Mahallesi’nde 5 Ocak Stadyum alanı için yükseklik sınırı olmayan konut ve ticaret merkezi yapımını içeren, şehir plancılığından, kent bilincinden, bilimsellikten, Adana’nın yararını düşünmekten nasibini almamış planlarla başlayan süreç devam ediyor. Bu alanda yer alan 5 Ocak Stadyumu, Kapalı Spor Salonu ve Gençlik Merkezi yıkılarak yerlerine AVM ve konutların yükseltilmesi hesaplanırken, yıkılacak olan Gençlik Merkezine yeni yer olarak Merkez Park’taki yeşil alanlara göz dikiliyor. Her şeyden önce yetkilileri sağduyulu düşünmeye davet ediyoruz. 500 metre öteye, hem de Seyhan havzasına yıktığınız tesisi oluşturmak hiçbir bilimsel veriyle açıklanamaz, hiçbir sağlıklı şehir plancılığı anlayışında yer bulamaz” dedi.

“YEŞİL ALANLARI ADANALILARA BIRAKIN”

Kente ilişkin planların çevresel, ekonomik, sosyal, toplumsal yaşamın niteliğini etkileyen özellikler taşıdığının altını çizen Nazım Biçer,  “Her şeyden önemlisi gelecek kuşaklara nasıl bir kent bırakılacağının, kentlerin geleceğinin nasıl şekilleneceğinin emaresini taşırlar. Atılan adımlarda bu değerler göz önünde bulundurulmalıdır. Seyhan havzasında yapılaşma yaratacak olan bu kararın telafisi imkânsız imar bozukluklarına sebebiyet vereceği şimdiden öngörülmesi gereken bir gerçektir” diye konuştu.

Ülkemizin pek çok şehrinde insan odaklı olmayan, çevre duyarlılığına önem vermeyen, estetik değerlerden yoksun, bilimsel, bütüncül planlamalardan uzak anlayışlarla kamusal alanların yok edildiğine vurgu yapan Biçer, şunları söyledi:

“Finans merkezli Neoliberalizm anlayışı kent belediyelerinin hücrelerine kadar nüfus etmiş durumda.  Kentler birer sermaye aracı gibi görülerek paftalar üzerinden kente ilişkin kararlar veriliyor. Bu anlayışların oluşturduğu, kentin bugününde ve geleceğinde geri dönüşü imkânsız yıkımlara yol açan kararlara karşı çıkmak, kentini, insanları seven, gelecek nesillere yaşanabilir bir çevre bırakmak isteyen her bireyin, her kurumun boynunun borcudur. Taksim Gezi Parkı ile başlayan süreçte gördük; yanlışa hep birlikte, kararlılıkla karşı çıkarsak ancak yaşam alanlarımızı koruyabiliriz.

Biz TMMOB’ye bağlı Adana İl meslek odaları olarak, gerek 5 Ocak Stadyum alanının gerekse Merkez Parkın gerçek birer kamusal alan olarak kalması için, Adanalıların yaşam kalitesini yükseltecek koşullara haiz yaşam alanlarına sahip olması için çalışmalarımızı sürdürmeye, bu yaşam alanlarımızın yok edilmesini anlamına gelen plan ve projelere karşı çıkmaya kararlılıkla devam edeceğiz.

Yakında Büyükşehir Belediye Meclisinde görüşülecek bu karar öncesi, Büyükşehir Belediye Başkanını ve meclis üyelerini uyarmayı kamusal bir görev olarak addediyoruz. Adana’nın menfaatlerini gözeterek karar verin. Bu kararı onaylarsanız Adana’nın kentleşme sürecinde onarılmaz bir yara daha açılmasına sebebiyet vermiş olacaksınız. Unutulmasın ki Adana’ya zarar veren kararların altında imzaları olanlar bunun vebalini taşıyacaklardır. İsminizin bu olumsuz kararın altında yer almasına izin vermeyin. Adana’nın, Adanalıların yararını düşünerek Merkez Parkta yapılaşmaya izin vermeyin.”

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°