Meşaleli 19 Mayıs Coşkusu
Manşet Haber 20.05.2016 10:04:42 0

Meşaleli 19 Mayıs Coşkusu

Meşaleli 19 Mayıs Coşkusu

Seyhan Belediyesi Yaşar Kemal Kültür Merkezi önünde toplanan binlerce Adanalı meşalelerle ve sloganlar ile Atatürk Parkı’na yürüdü. Yürüyüşe Seyhan Belediye Başkanı Zeydan Karalar,  CHP Adana İl Başkanı Ayhan Barut, CHP Adana Milletvekilleri Zülfikar İnönü Tümer ve CHP ilçe başkanları da eşlik etti. Güzergâh boyunca Türk bayrakları ile yürüyen gruba evlerinin balkonlarındaki Adanalılarda alkışlarla destek verdi.seyhan_mesaleli_yuruyus (2)

Atatürk Parkı’nda binlerce Adanalı bayrakları ile Cumhuriyet değerlerimizi unutturmayacağımızı haykırdı. Seyhan Belediye Başkanı Zeydan Karalar, konujşmasında, Cumhuriyet değerleri olan 19 Mayıs, 29 Ekim, 30 Ağustos ve 23 Nisan’ın unutturulmaya çalışıldığına vurgu yaparak ne Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü nede onun değerlerini unutturmayacaklarını söyledi. Karalar, “Bugün 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’nı kutluyoruz. Binlerce Adanalı yürüyüşümüze destek verdi. Bizlere Cumhuriyet değerlerini unutturmaya çalışıyorlar. Ama biz ne 23 Nisan’ı, ne 19 Mayıs’ı, ne 30 Ağustos’u nede 29 Ekim’i unutmayacağız unutturmayacağız. Cumhuriyet değerlerine hep birlikte sahip çıkacağız” dedi.seyhan_mesaleli_yuruyus (1)

Daha Sonra söz alan CHP Adana İl Başkanı Ayhan Barut ve CHP Adana Milletvekili Zülfikar İnönü Tümer’de konuşmalarında Cumhuriyet değerlerine sahip çıkacaklarını söyledi. Konuşmaların ardından grup geldiği güzergâhtan yürüyüşün başladığı yere hep birlikte geri döndüseyhan_mesaleli_yuruyus (3)

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°