Mesleğinizde en iyi siz olun
Manşet Haber 7.03.2014 08:02:57 0

Mesleğinizde en iyi siz olun

Mesleğinizde en iyi siz olun

final_okullari1 (2)Adana Final Okulları’nın öğrencilerinin yaşam başarısını arttırmaya yönelik çalışmalar kapsamında düzenlenen 'Tecrübeden Öğreniyoruz' söyleşilerinin yeni konuğu Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahiliye Endokrinoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Murat Sert oldu.

Sert, Adana Final Okulları Fen ve Anadolu Lisesi öğrencilerinin ilgiyle dinlediği okulun tiyatro salonunda yapılan söyleşide yaşam öyküsünü ve başarı sırlarını paylaştı, onların sorularını da yanıtladı. Zor şartlar altında okuduğunu ancak bireysel çabasıyla hep kendini geliştirmeye çalıştığını anlatan Prof. Dr. Sert, eğitim hayatında 1. Olmaktan ziyade öğrenmek ve öğrendiklerini yaşamda uygulamakla ilgilendiğini söyledi.

final_okullari1 (1)Fiziğe karşı özel bir ilgisi olduğunu açıklayan Sert, “Lise yıllarımda Fizik alanında TÜBİTAK Bölge Birinciliği de kazandım. Atatürk’e olan hayranlığım nedeniyle askeri okula gitmeyi hedefliyordum ama şu an geldiğim noktada diyebilirim ki kendim için en doğru mesleği seçmişim. Çünkü aklımı ve vicdanımı kullanarak hareket eden bir insanım.” diye konuştu.

Öğrencilere yaşam yolculuğunda ipuçları da veren Sert, “Hedefiniz ne olursa olsun yabancı dil eğitimine mutlaka önem verin. Çünkü yaşamın her aşamasında yabancı dile gereksinim duyuluyor.” dedi. Öğrencilere gönüllerinden geçen mesleği seçmelerinin önemli olduğunu söyleyen Sert, “Hangi mesleği seçerseniz seçin ama en iyisi olmak için çalışın. Hedefiniz zengin olmaksa, doktorluktan vazgeçin. Bizim meslek zengin olunacak bir meslek değil, kendini insanlara adayanların mesleği...” şeklinde konuştu.

Üniversite 3.sınıfta akademisyen olmaya karar verdiğini anlatan Prof. Dr. Murat Sert, “Şu anda iki kutsal mesleği bir arada yapabiliyorum. Hem öğretmenlik hem de hekimlik.” dedi. Öğrencilerin sorularını da tüm samimiyetiyle yanıtlayan Prof. Dr. Sert’e söyleşinin sonunda Final Eğitim Kurumları Genel Müdürü ve Adana Final Okulları Kurucusu Şevket Ertem de teşekkür ederken, günün anısına okulun hediyesini ise Sert’in Adana Final Okulları öğrencisi olan kızı Bilge Sert sundu.

 

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°