Metal Sitesinden Aldırmaz’a teşekkür
Manşet Haber 20.04.2013 15:02:42 0

Metal Sitesinden Aldırmaz’a teşekkür

Metal Sitesinden Aldırmaz’a teşekkür

aldirmaz_esnafMetal İşleri Sanayi Sitesi Başkanı Cengiz Erdoğanoğlu ve bir grup site esnafı Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Zihni Aldırmaz’ı ziyaret etti.

Adana Sanayi Odası Başkanı (ADASO) Sadi Sürenkök’ün de bulunduğu ziyarette Site Başkanı Cengiz Erdoğanoğlu, siteye yapılan hizmetlerden dolayı Zihni Aldırmaz’a teşekkür etti, sorunlarını anlatarak destek istedi.

Büyükşehir Belediyesi’nin Adana’ya yaptığı hizmetlerden de övgüyle söz eden Erdoğanoğlu, “Özellikle peyzaj uygulamaları ve trafik sorununun çözümüne yönelik çalışmaları taktirle karşılıyoruz. Sitemize yaptığınız hizmetlerden dolayı tüm esnafımız adına teşekkür ediyoruz. Bundan sonra da desteğinizin devamını bekliyoruz” dedi.

ADASO Başkanı Sadi Sürenkök de, küçük ve orta ölçekli sanayi sitelerine Büyükşehir Belediyesi’nin verdiği destekten çok memnun olduklarını kaydetti. Sadi Sürenkök, sitelerin sorunları konusunda Büyükşehir Belediyesi’nin her zaman duyarlı olduğunun altını çizdi.

Ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getiren Zihni Aldırmaz da, “Biz halkımızla, esnafımızla, odalarımızla birlikte her zaman omuz omuza çalışıyoruz. Her türlü sorununuzda her türlü desteği vermeye her zaman hazırız” şeklinde konuştu.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°