<strong>METEOROLOJİK VERİLER TARIM SEKTÖRÜNÜN HAVA OLAYLARIMDAN AŞIRI ETKİLENDİĞİNİ GÖSTERİYOR</strong>
Manşet Haber 23.03.2023 15:38:56 0

METEOROLOJİK VERİLER TARIM SEKTÖRÜNÜN HAVA OLAYLARIMDAN AŞIRI ETKİLENDİĞİNİ GÖSTERİYOR

METEOROLOJİK VERİLER TARIM SEKTÖRÜNÜN HAVA OLAYLARIMDAN AŞIRI ETKİLENDİĞİNİ GÖSTERİYOR






Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 23 Mart Dünya Meteoroloji Günü dolayısıyla yaptığı yazılı basın açıklamasında hava olaylarının tarım sektörü için oldukça önem taşıdığına dikkat çekerek Dünya Meteoroloji Günü’nün farkındalık oluşturması açısından önemli bir gün olduğunu ifade etti.





Birleşmiş Milletlere (BM) bağlı Dünya Meteoroloji Örgütü’nün (WMO) kuruluş sözleşmesinin imzalandığı tarih olan 23 Mart gününün Dünya Meteoroloji Günü olarak kutlandığını belirten Bayraktar, açıklamasına şöyle devam etti:





“Her yıl güncel bir konu belirleyen Dünya Meteoroloji Örgütü 2023 yılının konusunu ‘Nesiller boyunca hava, iklim ve suyun geleceği’ olarak belirledi. Bu temayla, iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine birebir tanık olduğumuz şu günlerde sürdürülebilirlik ilkesiyle geleceğin teminat altına alınmasına odaklanılıyor.





Sıcaklık, yağış, dolu, hortum gibi meteorolojik olaylardan, hava koşullarından birinci derecede etkilenen sektör tarımdır. Bu nedenle meteoroloji konusu tarım sektörü için fevkalade önemlidir.”





İklim değişikliği, doğal afetler ve tarım





“Normalde gelişen hava olayları doğayla çoğu zaman bir dost iken bu durum iklim değişikliğiyle daha çok doğal afetlere dönüşmeye başladı. Artan sera gazlarının bir sonucu olarak ortalama küresel sıcaklık 150 yıl öncesine göre 1 dereceden fazla yükseldi. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) bu sıcaklığı 1,5 derecenin altında tutmamız gerektiğini aksi takdirde iklim değişikliğinin etkilerinin tüm bölgelerde artacağını bildirmiştir.





Bu durumda en başta sera gazı emisyonlarının azaltılması için her türlü tedbirin alınması, gelecek nesillere bırakılacak en büyük mirastır.





Tarım hem iklim değişikliğini etkileyen hem de iklim değişikliğinden etkilenen bir sektördür. Açık alanda doğaya bağımlı olarak yapılan tarımsal üretim, sıcaklık ve yağış gibi unsurlar nedeniyle iklim değişikliğinden doğrudan etkileniyor.





Aşırı sıcaklık, şiddetli yağışlar, dolu, fırtına, don gibi doğal afetler iklim değişikliği ile birlikte çok daha yıkıcı boyutlara ulaştı.





Yapılan çalışmalara göre iklim değişikliği; bitkisel üretimde verim değişikliği, üretim miktarında ve kalitesinde azalma, üretim deseninde değişiklik, üretim dönemlerinde değişiklik, toprak verimliliğinde azalma, bitki hastalık ve zararlılarında artış, sulama sayısı ve miktarında artış, maliyetlerin yükselmesi gibi etkilere neden olabiliyor.





Bu olumsuz etkilerin gelir kayıpları, tarıma dayalı sanayide üretim kayıpları, işsizliğin artması, tarımsal kredi temininde zorluklar, çiftçi sayısında azalma, üretimde azalma, gıda güvencesinde sorunlar ve kalkınmanın yavaşlamasına neden olabileceği tahmin ediliyor.”





 “Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre 2022 yılı ortalama sıcaklığı 1991-2020 yılları arası ortalamasının 0,6 derece üzerinde gerçekleşti. Türkiye ortalama sıcaklıklarında 2007 yılından bu yana (2011 yılı hariç) pozitif sıcaklık farklılıkları bulunuyor.





2022 yılı 14,5 derece ile en sıcak yedinci yıl oldu. 2022 yılı ortalama sıcaklıklarına aylar itibarıyla bakıldığında mart ve mayıs ayları haricinde ortalamaların üzerinde gerçekleşti. 2022 yılı alansal ortalama yağış 503,8 mm ile uzun yıllar ortalamasının yüzde 12,1 altında gerçekleşti.





2022 yılı tam 1030 olağanüstü olay ile doğal afetlerin en fazla yaşandığı yıl oldu. 2022 yılında meydana gelen olağanüstü doğa olaylarının yüzde 33,6’sını şiddetli yağışlar, yüzde 21,4’ünü fırtına, yüzde 18,5’ini dolu, yüzde 11,7’sini kar, yüzde 4,1’ini yıldırım düşmesi, yüzde 2,7’sini heyelan, yüzde 2,5’ini don, yüzde 2,1’ini çığ, yüzde 1,9’unu hortum ve yüzde 1’in altında olan orman yangını, sis ve kum fırtınası gibi doğa olayları oluşturdu.”





İklim değişikliğinin azaltılmasına katkı: Yenilenebilir enerji





“Sera gazı salınımlarını azaltmanın bir yolu da yenilenebilir enerji kaynaklarına başvurmaktır. Yenilenebilir enerji, çevre dostu olmasının yanı sıra enerji kaynakları açısından zafiyet yaşayan ülkeler için de bir fırsattır.





Son yıllarda meydana gelen enerji fiyatlarındaki artış ve Rusya Federasyonu ve Ukrayna arasında cereyan eden savaş enerjiye ulaşımı kısıtladı. Türkiye’nin de yenilenebilir enerji konusuna ağırlık vermesi, bu sektörde çalışabilecek kalifiye eleman yetiştirmesi gerekiyor.





Yenilenebilir enerji konusunda teşvikler dünya genelinde artıyor. Dünya Meteoroloji Örgütü’ne göre 2010 yılından bu yana rüzgâr ve güneş enerjisi maliyetlerinde yüzde 85’lere varan oranda düşüşler oldu.





Gelinen noktada hemen herkes iklim değişikliğinin etkilerine maruz kalmış ve tecrübe kazanmıştır. 2022-2023 sezonunda yağışların geç gelmesi sebebiyle normalde ekim ayında olan ekimlerin daha çok kasım ayında yapılması buna örnektir.





Artık iklim değişikliğinin etkilerinin tartışılması yerine, iklim değişikliğine nasıl uyum sağlarım konusuna yoğunlaşılmalıdır. Çiftçilerimiz afet gerçeğini bilmeli, afetlerin zararını en aza indirebilmek için alınabilecek her türlü önlemi önemsemeli, teknoloji kullanımını artırıp yeniliklere açık olmalı, bilimin ışığında yapılan tavsiyelere kulak vermelidir.”



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°