MİLENYUM PROJESİ
Manşet Haber 14.06.2022 21:02:02 0

MİLENYUM PROJESİ

MİLENYUM PROJESİ

Milenyum projemiz Millet Kıraathaneleri. Bir yandan uzaya gitmeye hazırlanıyoruz, diğer yandan da uzaya gidemeyecekleri göz ardı etmeyip, onlara da yer yüzünde hoşa vakit geçirebilecekleri mekanlar hazırlıyoruz. Helal olsun.

Orada, çay, kahve, kek eşliğinde kitap da okunacak, böylece kültürlü adamlar da olacakmışız. Gerçi bu projenin sahibi, pek de kitap okumayan bir adam ama olsun. Önemli olan bizim okuma imkanlarına kavuşmamız. Ben şahsen heyecanlandım, doğrusu.

Ama hiç hesap etmediğimiz şeyler de var tabi. Mesela, bu ülkede kitap ihtiyaç maddeleri arasında 235. sırada.Bir kişi 10 yılda bir kitap okuyor. Bir başka deyişle, on kişi birleşince yılda sadece bir kitap okuyabiliyor. Kişi başına düşen günlük okuma süremiz 18 saniye. Şimdi, “Yeter bu milletle dalga geçtiğiniz,” diyeceğim ama yine de temkinli olmak istiyorum. Olur ya, hayatında eline kitap almamış bir adam orada çay, kahve, kek vs. görünce birden okuyacağı tutar.

2.000 yıl öncesine gidelim mi? Ne diyor Platon?

“Devletin başına geçenler, devletin başına geçmeyi en az isteyenler olduğu zaman,düzenin en iyisi kurulacak demektir. Yüksek düşünceler dünyasını ele geçiren gençler, zamanı geldiğinde devlet yönetiminde söz sahibi olursa, hiçbir ihtirası olmaksızın devlet yönetimini bir ödev olarak kabul edeceklerdir. Başa geçenler, baş olmaktan daha yüksek bir değere yükseldiklerinde, o devlet iyi yönetilen bir devlet olur. Bu yüzden devlet adamları özel olarak yetiştirilmeli, bir anlamda ruhu karanlıktan aydınlığa çevirme, yani gerçek varlığa yükselecek bir eğitime tabi tutulmalıdır.”

Yani bir kere koltuğa oturanlar, oradan kalkmamak için her türlü pisliği yapmaya hazır olduğu zaman değil.

Bakın devlet adamları hangi eğitimleri almalıymış? Jimnastik ve Müzik, Geometri, astronomi, Armoni, Diyalektik, Bilgi, Felsefe.

Peki o eğitimin ilkeleri ne olmalıymış?

 Devlet adamı olarak yetiştirilecek kişi aritmetiğe, geometriye ve diyalektikten önce gelen bütün bilimlere daha çocukken başlamalı ve öğretim, zorla yaptırılan bir işe olmamalıymış.
 Özgür insan hiçbir şeyi köle gibi öğrenmemeli, bedene zorla yaptırılan şeyin ona bir kötülüğü olmasa bile, kafaya zorla sokulan şeyin akılda kalamayacağı bilinmeliymiş.
 Eğitimin gençler için bir oyun olması sağlanmalı ki, gençlerin yaratılışlarının neye elverişli oldukları anlaşılabilsinmiş.
 Yirmisine varan delikanlılar arasından seçme yapılmalı ve seçilenlere çocukken verilen karma bilgiler belli bir düzene sokularak, her genç en yetenekli olduğu alanda sistematik bir şekilde yetiştirilmeliymiş.

 Otuzuna varan seçkinlere en büyük şerefler verilmeli, diyalektiğe yatkın olanların belirlenmesi için, hangilerinin göz ve öteki duyularına başvurmadan, akıl gücüyle varlığın kendisine ulaşabilecekleri tespit edilmeli ve böylece savaşçılarda düşün insanları belirlenmeliymiş.

HADİ DİYELİM Kİ BUNLAR PLATON’UN ÜTOPYASI. ARADAN GEÇMİŞ 2.000 YIL;

• BİZİM ÜTOPYAMIZ KIRAATHANE Mİ OLMALIYDI?

• BU MİLLET AYLA, KAHVEYLE, KEKLE YEMLENECEK KADAR APTAL MI?

• İNSANLARA BÖYLE BİR SAÇMALIĞI PROJE DİYE SUNMA, ONLARI AŞAĞILAMAK DEĞİL Mİ?

Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor

YAZARLAR

24.8° / 13.8°