MİLLETİN CEBİNDEN MİLYARLAR ÇIKIYOR
Manşet Haber 4.10.2022 11:25:01 0

MİLLETİN CEBİNDEN MİLYARLAR ÇIKIYOR

MİLLETİN CEBİNDEN MİLYARLAR ÇIKIYOR

CHP Adana Milletvekili Burhanettin Bulut, Sağlık Bakanlığı bütçesinde en büyük kalemlerden birini oluşturan şehir hastanelerini Meclis gündemine taşıdı. Sağlık Bakan Fahrettin Koca’nın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığına soru önergesi veren Bulut, kör bir kuyu gibi para yutan, usulsüzlükler yuvasına dönen, sözleşme değeri 10,6 milyar dolar olan 18 şehir hastanesi için kira bedeli olarak şehir hastanelerini yapan/işleten şirketlere 25 yılda 30,3 Milyar ABD Doları ödeneceğini kaydetti.
Ödenecek paranın sadece kira bedeli olmadığını doğrudan sağlık hizmeti dışında kalan görüntüleme, laboratuvar, bilgi işlem, güvenlik, temizlik, yemekhane gibi tüm ek hizmetlerin de yine bu şirketlere verildiğini kaydeden Bulut, şöyle devam etti:
“Şirketler buna ek olarak, “kampus dışı ticari alan‘’ adı altında, hastanelerin çevresine kurdukları ticari alanları KDV, damga vergisi ve harçlardan muaf olarak işleterek de kar elde etmektedir. Milletin cebinden bir kuruş çıkmıyor denilen şehir hastaneleri için milyar dolarlar ödenmektedir.
42 MİLYAR NEREYE GİTTİ?
Sayıştay’ın raporu, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) Sağlık Bakanlığı’na aktardığı paranın kayıp olduğunu ortaya çıkarmıştır. SGK, bakanlığa bağlı hastanelerde ayakta ve yatarak tedavi gören hastaların sağlık hizmeti giderleri için Sağlık Bakanlığı’na götürü bedel (global bütçe) olarak 81 milyar 160 milyon TL ödeme yapmıştır. Ancak bakanlık tarafından 2021 yılında Medula’ya girilen sağlık hizmetlerinin toplam tutarının 38 milyar 858 milyon TL olduğu tespit edilmiştir. Aradaki farkın 42 milyar 302 milyon TL olduğu ortaya çıkmıştır. Sağlık Bakanlığı’nın hastaların tedavisi için SGK’den fazladan aldığı 42 milyar 302 milyon TL’yi nereye harcadığı ise belirlenememiştir.”
PARA İADE EDİLECEK Mİ?
CHP’li Bulut, Sağlık Bakan Fahrettin Koca’nın yanıtlaması istemiyle şu soruları yöneltti:
-SGK’den alınan, hastalara harcanması gereken söz konusu 42.3 milyar lira nereye harcanmıştır?
-Bu para döviz kurlarındaki yükseliş nedeniyle artan kira ve diğer garanti bedelleri için mi kullanılmıştır?
-Sağlık Bakanlığı’na fazla ödenen bu tutar terkin edilecek ve SGK’ye iade edilecek midir?
-Ayrı ayrı belirtilmek üzere şimdiye kadar şehir hastanelerini işleten şirketlere ne kadar ödeme yapılmıştır?

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°