MMO
Manşet Haber 15.05.2013 00:15:28 0

MMO'dan Reyhanlı açıklaması

MMO'dan Reyhanlı açıklaması

mmologoTMMOB Makine Mühendisleri Odası Adana Şubesi Hatay’ın Reyhanlı İlçesi’ndeki saldırıyı kınadı, Reyhanlı saldırısının AKP Hükümetinin dış politikalarının acı bir sonucu olduğunu bildirdi.

MMO Adana Şubesi Yönetim Kurulu açıklamasında, Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde iki noktada meydana gelen patlamalar sonucunda hayatını kaybeden vatandaşlarımızın ailelerine, sevenlerine başsağlığı, yaralılara acil şifalar diledi. Sivil halka yönelik hedef gözetmeden düzenlenen bu saldırılarının kim tarafından düzenlenmiş olursa olsun açıkça terör saldırısı olduğu vurgulanan MMO Adana Şubesi açıklamasında şu görüşlere yer verildi:

“Komşumuz Suriye’de süren iç savaşta, çok açık bir şekilde rejim değişikliği talebini her platformda dile getiren, AKP hükümetinin “stratejik derinlik” adı altında sürdürdüğü dış politikası ülkemizi bu noktaya getirmiştir. Komşumuzda süren iç savaşın bir tarafı olan şeriatçı çetelere para ve silah yardımında bulunan, silahlı gruplara eğitim veren, lojistik destek ve sağlık hizmeti sağlayan anlayış ülkemizi kirli ve karanlık bir noktaya sürüklemektedir.

Saldırı, kim tarafından yapılmış olursa olsun, Türkiye’nin Suriye’de süren kanlı iç savaşta aldığı pozisyonu etkilemeye yöneliktir. Reyhanlı‘da yaşananlar örtülü ve dolaylı olarak sürdürülen savaşın bir sonucudur ve ülkemizi bölgesel emperyalist oyunların derin ve kirli operasyon merkezi haline getiren AKP politikalarının iflas ettiğini göstermiştir.

AKP iktidarı, ülkemizi hızla bir felakete doğru sürüklemektedir. Başta Hatay olmak üzere ülkemiz her türlü provokasyona açık hale getirilmiştir.

Hem Suriye‘de, hem de ülkemizde mezhepsel ve etnik bir ayrışmayı körükleyen, şeriatçı çetelere destek veren bu politikalar ülkemizi hızla bedelini hem Türkiye halkının hem de bölge halklarının ödeyeceği kanlı bir savaşın içerisine doğru sürüklemektedir.

Hatay halkına dönük tehdit ve saldırılarla iç savaşı ülkemize taşıyan şeriatçı güçler bütün kamp ve üsleriyle ülkemizden çıkarılmalı, bu güçlere yapılan silah ve para yardımına, silahlı grupların eğitimine, lojistik destek ve sağlık hizmeti sağlanmasına son verilmelidir.

Reyhanlı olayları ile ilgili getirilen yayın yasağı ancak olağanüstü hal uygulamalarında ve darbe dönemlerinde görülen bir uygulamadır. Ülke halkının geleceğini ilgilendiren böylesine önemli bir olayda halkın doğru haber alma hakkı engellenmemelidir.

Her şeyden önemlisi Hatay’ı adeta tampon bölge haline getiren sınır uygulamalarına son verilmeli, ülkemizin sınır güvenliği en üst düzeyde sağlanmalıdır.

Hükümet, Reyhanlı saldırısında yaşanan ölümlerden yeni ölüm kararları çıkarma hevesi içerisinde sağa sola saldırmak, suçu başkalarında aramak yerine derhal bugüne kadar sürdürdüğü emperyalizmin taşeronluğunu üstlenen, “Yeni Osmanlı”cı anlayışlarla bölgesel güç olmayı hedefleyen savaşçı politikalarını terk etmelidir. “Yeni Osmanlı” peşinde koşanlara, “Eski Osmanlı”nın Alman militarizminin peşinde nasıl yıkıldığını bugün tekrar hatırlatmak gerekiyor.

Suriye‘ye dönük her türlü müdahaleye son verilerek, Suriye‘nin geleceğini belirleme hakkı Suriye halkına bırakılmalıdır.”

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°