MUHASEBECİLER HAFTASI KUTLANIRKEN MESLEĞİN DÜNÜ BUGÜNÜ…
EKONOMİ 28.02.2021 22:38:49 0

MUHASEBECİLER HAFTASI KUTLANIRKEN MESLEĞİN DÜNÜ BUGÜNÜ…

MUHASEBECİLER HAFTASI KUTLANIRKEN MESLEĞİN DÜNÜ BUGÜNÜ…

Şubat ayının son haftası ''Vergi Haftasını'' kutladık. İçinde bulunduğumuz Mart Ayının ilk haftasını da ‘’muhasebeciler haftası’’ olarak kutluyoruz. Bu haftada meslek mensubu ve muhasebeye yönelik farkındalığın artırılması amaçlanmaktadır. Muhasebe mesleği en eski mesleklerdendir. Asur ve Mısır tabletlerinde muhasebe yapıldığını tarih bize kanıtlıyor. Her çağda olduğu gibi günümüzde ekonominin, sanayi ve ticaretin en önemli öncü mesleği muhasebe mesleğidir.

MUHASEBE MESLEĞİ ISLAHAT FERMANI SONRASI GÜNDEME GELİYOR

Osmanlı döneminde piyasa muhasebe mesleğine ihtiyaç duymamıştır. Devlet'in bir muhasebesi var ama özel sektörün yoktur. Batılaşma hareketlerinin başladığı 1839 Tanzimat Dönemi ve daha sonra girişilen Islahat Fermanı dönemi ''Kanunname-i Ticaret'' ile ekonomik hayatta büyük değişim başlamıştır.

1877-1878Osmanlı Rus Savaşı yani halk arasında ''93 Harbi'' olarak bilinen savaştan sonra 1879-1885 yılları muhasebe ile ilk tanışılan yıllar olmuştur.Islahat Hareketlerinin başladığı dönemde “Umuru Maliyenin Tanzim Ve Islahı”çalışmalarına girişildiği sırada ilk önce 2 Haziran 1879 da “Islâhat Komisyonu’’ kurulmasından hemen sonra 21 Haziran 1879 da dönemin Maliye Nazırı‘’Heyeti Teftişiyei Maliye’’ kurulması ile ilgili ‘’Nizamname Lâyihasını’’ sadrazama sunmuştur.

Bu çalışmalardan sonra ilk olarak çift yanlı kayıt yöntemine geçilmiştir. ''Heyet-i Teftişiye'' ile de mali denetime geçilmiştir. Bu dönemde muhasebe mesleğinin gelişimi ve eğitimi için ''Hamidiye Ticaret Mektebi'' kurularak özel kesime eleman yetiştirmeye başlanmıştır.

2011 yılından kaldırılan Maliye Teftiş Kurulu 2019 yılında yeniden Hazine ve Maliye Bakanlığıbünyesinden Hazine ve Maliye Teftiş Başkanlığı olarak yeniden ihdas edilmiştir. Maliye Müfettişi ünvanı yerine ‘’Hazine ve Maliye Müfettişi’’olarak bir unvan belirlenmiştir.

KAZANÇ, MUAMELE VE İSTİHLAK VERGİLERİ MUHASEBEYİ GELİŞTİRİYOR

Cumhuriyet dönemi’nde ise; daha ciddi ve günümüze kadar gelişerek gelen muhasebe alt yapısı oluşturulmuştur. 1926-1930 yılları arasında muhasebe mesleğinin alt yapısını oluşturan üç vergi yasası yani; Kazanç Vergisi Yasası, Muamele Vergisi Yasası, İstihlak Vergi ve Resimleri Yasaları yürürlüğe girmiştir.

Böylece ilk defa vergiler, beyan usulü ile alınmaya başlanmıştır. Bu durum hem çift yanlı kayıt yöntemine dayalı muhasebe uygulamalarını önemli duruma getirmiş ve hem de beyannamelerin denetim ihtiyacını, yani muhasebe denetimini gündeme getirmiştir.

Muhasebe mesleğinin ve muhasebe uygulamalarının en önemli uygulama alanı ise bir avuç özel kesim yanında özellikle Kamu İktisadi Teşekkülleri (KİT'ler) olmuştur.

Cumhuriyet'in kuruluş döneminde imkansızlıklar içinde kurulan demir çelik, tekstil, çimento, et, süt ve yüzlerce fabrika yani Kamu İktisadi Kuruluşları haraç mezat yok pahasına yandaşlara, yabancılara özelleştirme adı altında satıldı.Bunların yerine AVM ve rezidanslar dikildi. Şimdilerde bu güzide kuruluşların adları bile unutuldu. Bu kuruluşlar muhasebe mesleğinin gelişmesinin en önemli akademik çalışma alanları olmuştur.

1942'DE MUHASEBE MESLEĞİ İLE İLGİLİ KURULAN DERNEK

1942 yılına gelindiğinde bir grup muhasebeci, akademisyen ve devlet denetleme organlarının üst düzey yöneticileribir araya gelerek Türkiye Eksper Muhasipler ve İşletme Organizatörleri Birliği adı ile bir dernek kurmuşlardır.

Önceki dönem Hazine Bakanı Masum Türker’in de bir dönem başkanlığını yaptığı bu derneğin şimdiki adı Türkiye Muhasebe Uzmanları Derneği'dir. Uluslararası birçok mesleki kuruluşa üye olan bu Dernek, 2006 yılında 17’nci Dünya Muhasebeciler Kongresi'ni TÜRMOB ile birlikte, İstanbul'da organize etmiştir.

Muhasebe ve mali müşavirlik mesleği ile ilgili kanuni düzenleme yapılmadan önce de mali müşavirler muhasebeciler dernekler kurarak mesleki faaliyetlerde bulunmuşlardır.

NİHAYET MESLEK KANUNU ÇIKTI

1989 yılında kabul edilen 3568 sayılı Serbest Muhasebecı̇ Malı̇ Müşavı̇rlı̇k Ve Yemı̇nlı̇ Malı̇ Müşavirlı̇k Kanunu ile; ‘’ işletmelerde faaliyetlerin ve işlemlerin sağlıklı ve güvenilir bir şekilde işleyişini sağlamak, faaliyet sonuçlarını ilgili mevzuat çerçevesinde denetlemeye, değerlendirmeye tabi tutarak gerçek durumu ilgililerin ve resmî mercilerin istifadesine tarafsız bir şekilde sunmak ve yüksek mesleki standartları’’ gerçekleştirmek için yasal düzenleme yapıldı.

Bu kanun hükümlerine göre de; 'Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik' ve 'Yeminli Mali Müşavirlik' meslekleri ve hizmetleri ile Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliğinin(TÜRMOB)kurulmasına, teşkilat, faaliyet ve denetimlerine, organlarının seçimlerine dair esasları düzenlemektir.

Bu Kanun hükümlerinegöre meslek icrasına hak kazananlara 'Serbest Muhasebeci Mali Müşavir', 'Yeminli Mali Müşavir' denilmektedir.

Buna göre;
- İnceleme, tahlil, denetim yapan, mali tablo ve beyannamelerle ilgili konularda yazılı görüş veren, rapor ve benzerlerini düzenleyen, bilir kişilik ve benzeri işleri yapanlara Serbest Muhasebeci Mali Müşavir,
- Kanunun 12. maddesine göre çıkarılan yönetmelik çerçevesinde tasdik işlerini yapanlar da Yeminli Mali Müşavir olarak adlandırılmıştır.

MESLEK MENSUBU ORDUSU

TÜRMOB’a kayıtlı meslek mensubu sayısı 120 bini bulmuş durumda. Bu rakamın 115 bin serbest muhasebeci mali müşavir,5 bine yakını ise yeminli mali müşavir olarak faaliyette bulunmaktadır. TURMOB Genel Başkanı Sayın Emre Kartaloğlu'nunifadesi ile; ‘’üreten, canlı, dinamik ve iktisadi yaşamın vazgeçilmezi haline gelen’’ serbest muhasebeci mali müşavir, yeminli mali müşavir ve 20 bin stajyer ile ülke genelinde faaliyet gösteren bir denetim ordusudur.

MESLEK MENSUPLARININ BÜYÜK ÇOĞUNLUĞU BAĞIMSIZ DENETÇİ

Bağımsız denetim, işletmelerin yıllık finansal tablo ve diğer finansal bilgilerinin denetlenmesi demektir. Bu tablo ve bilgiler için belirlenen kriterlere yani uluslararası finansal raporlama standartlarına uygunluğu ve doğruluğu esas alınarak yapılır.

Bağımsız Denetime;Yeni Türk Ticaret Kanunu’na göre sermaye şirketleri, bankalar ve finansal özel kuruluşla, ortaklıklar ve Kamu kuruluşları gereksinim duyar. Bu anlamda muhasebe ve denetim mesleğini 3568 sayılı Kanuna göre yerine getirenlerin büyük bir bölümü de aynı zaman da bağımsız denetçidirler.

120 bin meslek mensubu ve bunların yanında çalışan muhasebe mesleği adaylarının ‘’muhasebeciler haftası’’ kutlu olsun.
Sabri Arpaç
sabriarpacymm@gmail.com





YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°