Mustafa Tuncel
Manşet Haber 24.08.2013 00:18:01 0

Mustafa Tuncel'in adını kimler kullanıyor?

Mustafa Tuncel'in adını kimler kullanıyor?

Büyükşehir Belediyesi Meclis Başkan Vekili ve Adana Demirspor kulüp Başkanı Mustafa Tuncel son günlerde Adını kullanarak iş yapmak isteyenlere itibar edilmemesini isteyerek, 'Gerek bürokratlar gerekse iş çevreleri dikkatli olsun ve adımı kullananlara inanmasınlar.' uyarısında bulundu.

Tuncel, yıllarca siyasetin içinde olduğunu Adana’da en uzun süredir meclis üyeliğini kendisinin yaptığını belirttiği açıklamasında şu görüşlere yer verdi:

“ Ben sosyal bir insanım siyasetçi ve spor adamı kimliğimle çok geniş bir çevrem var. Bu yüzden yanıma gelen giden çok insan vardır. Herkesin bana işi düşer kanunlar çerçevesinde yardımcı olmaya çalışırım ancak hiçbir bürokrata ya da beni tanıyan çevrelere yasalara aykırı bir talebim asla olmadı, olmazda.

Son günlerde bazı kişilerin iş yapmak için adımı kullandıklarını duyuyorum. bu duyumlarım gerçekte olabilir, dedikoduda. Ancak ben tüm bürokratlara, tanıdığım ya da beni tanıyan iş çevrelerinden ricam adımı kullanan şahıslara itibar etmesinler.  Adımı kullanarak talepte bulunan olursa, basın danışmanım Abdurrahim Haklıkul'a Büyükşehir Belediyesinden veya Demirspor kulübünden ulaşabilirler. Vereceğiniz bilgiler doğrultusunda yasal takip için şikayette bulunacağım.'ads_taraftar_tuncel

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°