Mutfakta hayatı öğreniyorlar
Manşet Haber 22.03.2013 11:29:35 0

Mutfakta hayatı öğreniyorlar

Mutfakta hayatı öğreniyorlar

Ekinfen Okulları’nda eğitim gören minikler Mutfak Sanatları Atölyesi dersinde temel yemekleri yapmayı öğrenip, bu konuda kendi kendilerine yetecek hale geliyor. Mutfak çalışmasında öğrencilerin işbirliği, özgüven ve sorumluluk duyguları pekişiyor. Ekinfenli minikler, son olarak kendi elleriyle yaptıkları pizzaları afiyetle yiyerek, mutfaktaki yeteneklerini sergiledi. Ekinfen Kurucusu Ferdane Bayıldıran, “İyi kullanılmayan laboratuvar hikaye, doğru kullanılan atölye şahane” dedi.

ekinfen mutfakEkinfen Okulları’nda “Yeteneklerin Uygulamayla Geliştirilmesi” felsefesiyle oluşturulan Mutfak Sanatları Atölyesi’nde öğrencilere, ailelerinden ayrıldıklarında, tek kaldıklarında kendi kendilerine yetmelerini sağlayacak, aç kalmalarını engelleyecek temel mutfak bilgisi aktarılıyor. Atölyede Kahramanmaraş sucuğu yapan, ekmek, poğaça, makarna, sahanda yumurta pişiren öğrenciler, böylece önemli bir beceriyle donatılmış olarak öğrenim hayatlarına devam ediyor. Okulda son olarak ilköğretim 1. sınıf öğrencileri pizza pişirdi.

MUTFAĞA GİRMENİN YARARI VAR

Ekinfen Okulları Kurucusu Ferdane Bayıldıran, okul bünyesinde eğitim gören bütün sınıfların Mutfak Sanatları Atölyesi’nde beceri sahibi yapıldığını kaydetti. Bayıldıran, “Öğrencilerimizi GDO’suz, doğal beslenmeye teşvik ediyoruz. Yöresel tatları bilmeleri ve tek başlarına kaldıklarında yaşamlarını doğal, evde yapılmış gıdalarla idame ettirebileceklerini sağlayacak beceriyle donatıyoruz. Bu dersin bütün derslere yararı var. Çocuklar birlikte yemek yaparken kaynaşıyor ve ekip ruhu canlanıyor, işbirliği ve paylaşım öğreniliyor. Neyi ne kadar, hangi oranda kullanacaklarına dair kavramlara hakim oluyorlar. Kendi işlerini kendileri yaparak sorumluluk üstleniyor ve bir şeyler üretiyorlar. Bu da özgüven kazandırıyor. Böylece yemek yapmayı hayatı boyunca unutmuyor” dedi.

Bayıldıran “İyi kullanılmayan laboratuar hikaye, doğru kullanılan atölye şahane” mesajıyla konuşmasını sonlandırdı.

 

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°