NEREMİZ YAŞAMIN İÇİNDE Kİ?

NEREMİZ YAŞAMIN İÇİNDE Kİ?

Odalar, birlikler, dernekler…


Sivil toplum kuruluşları olarak adlandırılan yapılar, demokrasinin “vaz geçilmezi” olarak tanımlanırlar…


Aynı amaca yönelik çalışmalar içerisinde olanların sorunlarının, gereksinmelerinin gerek tanıtımında, gerek gündem oluşturmasında, gerekse çözüm aramasında bir araya gelecekleri platformdur.


Bunlar çalışanların, çalıştıranların, üretenlerin, tüketenlerin biçiminde de karşımıza çıkar.


Sanayici odaları da vardır, ticaret odaları da vardır, işçi dernekleri de vardır, tüketici dernekleri de vardır, çeşitli mesleklerin adlarıyla bilinen birlikler de vardır, en son EYT diye adlandırılan emeklilikte yaşa takılanların da bir araya geldikleri, sorunlarını dile getirdikleri yapılar vardır…


Bunların tamamı vaz geçilmezimiz; ancak üyelerini yanlış-eksik bilgiyle “algı” oluşturmak için “var” değillerdir!


***


Daha önce de burada değindiğimi anımsıyorum…


Siz tutar, istediğiniz gün salonlarda topladığınız kalabalığınıza, dışarıda ne olduğuna bakılmaksızın, salt “iktidarı” seviciliği yaparsanız…


Dışarıda yıkım varken,


Dışarıda doyumsuzluk varken,


Dışarıda kar, sel, sarsıntı varken…


Oturduğunuz yapının sağlam temellerini övmeye başlarsanız, dışarıda olanları görmezden gelirseniz…


En büyük kötülüğü salonunuzu dolduran, yağlı börek-çörekle beslendiğiniz, bunun öncesinde soyup-soğana çevirdiğiniz, gerçekleri görmesini engellediğiniz üyelerinize yaparsınız!


***


Artık günümüzde “kimin” ne dediği öyle kolay silinmiyor; onun için de günü geldiğinde bir bir ortaya çıkabiliyor!


Sıkça soruyorum da, yeniden sorayım; Adana Ticaret Odası neden var?


Anayasada “ne yapması gerektiği şöyle tanımlanmış:


“Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşları; belli bir mesleğe mensup olanların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, meslekî faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleri ile ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hâkim kılmak üzere meslek disiplini ve ahlâkını korumak maksadı ile kanunla kurulan ve organları kendi üyeleri tarafından kanunda gösterilen usullere göre yargı gözetimi altında, gizli oyla seçilen kamu tüzel kişilikleridir.”


Belirli bir meslek grubunun gereksinmeleri, sıkıntıları, mesleğin çıkarlarına uygun olarak gelişmesini, birbiriyle olan iletişimini sağlamak…


Böyle bir “oluşum” görüyor musunuz, sizin çıkarlarınızı korumak için var olan “oda”, bugüne değin nerede düşerken kolundan tuttu üyesinin, yeniden üretmesini sağladı, yeni pazarlar oluşturması için kolları sıvadı?


***


Adana Ticaret Odası’nın, son bir yılda düzenlenen toplantılarda yapılan konuşmaları yan yana getirerek okunduğunda, “hiç de” tanımla içselleştiğini görmüyorsunuz!


Aynı konuşma içerisinde bir yandan iş dünyasının içinde bulunduğu sıkıntılar dile getirilirken, bir yandan da “hükümetin” aldığı özverili kararlarla “büyümeden” söz edilebiliyor!


Bir yandan dışsatımda geçtiğimiz yıla göre “büyük artıştan söz edilirken, bir yandan da “ATO asırlık gücünü birlikteliğinden alıyor” denerek, iş dünyasının konumunu dile getirebiliyor.


Birkaç ay önce “enflasyonun, faizlerin düşme temayülünde olması bizleri ümitlendiriyor” derken, üç ay sonra “yükün büyüğünü iş dünyası çekiyor” denebiliyor!


Tüm açıklamalarda yer alan inişli-çıkışlı söylemlerle birlikte “iktidar” övücülüğü de yineleniyor!


***


Odalar, birlikler, dernekler “yanlış ya da eksik” bilgi vermekle bugün nerelere gelindiğini görüyor olmalılar…


Yurttaşların büyük bir katmanı “her an” depremler yaşamaya sürükleniyor!


Ülkenin milyonerleri çoğalmış,


Dışasatım geçen yıla göre artış göstermiş,


Odalar, birlikler, dernekler “iktidar” sevici söylemlerini sürdürerek var olmuş,


Şimdide, Çukurova Barış Gazetesi Yayın Yönetmeni Özcan Aladağ’ın haberinde yer aldı dün, Başkan Atilla Menevşe’nin “tekstil, hazır giyim konusunda Adana’nın öncü kent olması temennisinde” bulunduğunu yazdı.


İşin içerisinde insan yok, için içerisinde emek yok, işin içerisinde Adanalı yok, işin içerisinde üniversiteli işsizler yok, için içerisinde toplumsal doyumsuzluk yok…


Biz neden Bedri Gencer’e kızıyor, “gayretullaha dokunmak” demesini günlerdir konuşuyoruz ki; neremiz yaşamın içinde ki?



Oktay EROL

6.02.2020 23:20:55

YAZARLAR


VALİ KÖŞGER’DEN GÜVENLİ VE DÜZENLİ TRAFİK VURGUSU

NAZIM ALPMAN YAZDI/ DEVLET 1 MAYIS’A SAYGI GÖSTERSİN!

KUŞ GRİBİ YUMURTA FİYATLARINI ARTIRDI

KARNAVAL KOMİTESİNDEN MEKTUP VAR

ZEYDAN KARALAR’DAN MHP İL BAŞKANINA “SİNEK” CEVABI

YERLİ SUSAM İÇİN  YERLİ ÜRETİM HAMLESİ

ÇUKUROVA BELEDİYESİ TENİS TURNUVASI BAŞLADI

FATİH GÜLER GÜVEN TAZELEDİ

18 İLDEN 400 SATRANÇ SPORCUSU ADANA’DA YARIŞTI

CHP’Lİ BULUT: TASARRUFU SARAYDAN BAŞLATIN

SEYHAN NEHRİNDE GONDOLLA GEZDİLER

"YALANA VE ŞANTAJA ASLA BOYUN EĞMEYECEĞİZ"

CHP GERÇEĞİ YAYINLADI

ADANA’DA 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMASI

GÜNÜ FOTOĞRAFI:

RESMİ AÇILIŞISI HİSARCIKLIOĞLU YAPTI

CHP’DEN 23 NİSAN KUTLAMASI