NİPPON PAİNT’İN KENT GALERİSİ, ADANALI PROFESYONELLERLE BULUŞTU!
Manşet Haber 22.10.2021 00:36:47 0

NİPPON PAİNT’İN KENT GALERİSİ, ADANALI PROFESYONELLERLE BULUŞTU!

NİPPON PAİNT’İN KENT GALERİSİ, ADANALI PROFESYONELLERLE BULUŞTU!

“Özgün Tasarımların Destekleyici Gücü” Nippon Paint, toplamda 6 farklı ilde; özel mekanlarda, özel konsept enstalasyonları ile mimarları ağırladı. Etkinliğin altıncı ayağını Adana’da başlatan Nippon Paint, 140 yıllık tecrübesini yansıtan teknolojik gücü, inovatif yaklaşımı ve insan odağı ile geliştirdiği çok özel boyalara da galeride yer verdi!
Yaşam alanlarına ve şehirlere değer katmayı amaçlayan, “Özgün Tasarımların Destekleyici Gücü” Nippon Paint, daha önce İzmir, Antalya, Ankara, İstanbul ve Bursa’da hayata geçirdiği “Kent Galerileri”ni 12 Ekim tarihinde Adana Fen Lisesi’ne taşıdı. 140 yıllık tecrübesiyle Asya’nın lider boya markası Nippon Paint’in yenilikçi boyalarıyla hazırlanan enstalasyonların yer aldığı galeri buluşmasında; 15 Ekim tarihine kadar tasarıma ve mimariye ilgi duyanlar keyifli zaman geçirerek enstalasyonları yakından inceledi.
Özel tasarımların yer aldığı sergiye, Nippon Paint’in yenilikçi boyaları damgasını vurdu!
12-15 Ekim tarihleri arasında Adana’da gerçekleşen etkinliğe bölgenin tasarım ve mimarlık camiasından değerli isimler katıldı. Adana’daki serginin konsept tasarımını Nippon Paint’in Türkiye’de sponsor olduğu ve genç tasarımcı, mimar ve öğrencilere yönelik düzenlenen Asya’nın en önemli tasarım ödüllerinden Asia Young Designer Awards’ın (AYDA) jürilerinden başarılı tasarımcı ve mimar Renda Helin Çilalioğlu Çizer yaptı.
Duyusal bir şölen!
Renda Helin Çilalioğlu Çizer, Nippon Paint’in felsefesinden ilham aldığı tasarım konseptini ise şu sözlerle anlatıyor: Nippon Paint, farklı ihtiyaçlara yönelik geniş yelpazedeki boyalarıyla global anlamda mimar ve iç mimarlara yaratıcı ve fonksiyonel çözümler sunuyor. Dünya çapında projelerin tercihi oluşu, Nippon Paint’in küresellik ve dolayısıyla daire konseptini de sahiplenmesini sağlıyor. Nippon Paint kartelalarında yer alan renkler, bugün dünyada milyonlarca insanın hayatını güzelleştiriyor. Renklerle kurduğumuz ilişkinin ise hem fizyolojik hem de psikolojik etkileri oluyor üzerimizde. Renklerin üzerimizdeki bıraktığı psikoloji, beynimizdeki yarattığı deneyimi unutulmaz kılmak için diğer duyma, dokunma, koku duyularımıza da hitap ederek bir deneyim tasarımı oluşturmak ana hedeflerimizden biri oldu. Her standın kendi içinde bir hikayesi ve anlamı mevcut. Bu anlamlar yaşadığımız geçmiş deneyimlerimize ve hatıralarımıza dokunarak kendimizden bir parça bulmamızı sağlayacak. Böylelikle ürün ve stantlar ile de bağ kurabileceğiz. Amacımız markayı ve bu etkinliği unutulmaz kılmak için görsel, duyusal bir şölen yaratabilmek”
İnovatif ve çevre dostu boyalar misafirlerin beğenisine sunuldu!
Yenilikçi çözümlerle yaşam alanlarının deneyimini yükselten Nippon Paint’in 140 yıllık tecrübe ve vizyonuyla geliştirdiği; inovatif, çevre dostu özel boyalar da sergide yer aldı. Nippon Paint, Sağlıklı Boyalar, İç Cephe Boyaları, Dış Cephe Boyaları, Özel Efektli Boyalar, Fonksiyonel Boyalar ve Ahşap Boyaları gibi 6 farklı kategoride çeşitli ürünler sundu. Bu boyalar arasında; çevreye ve sağlığa duyarlı Türkiye’de GreenGuard Gold sertifikası alan ilk ve tek boyası Minoa Premium Serisi, boyandığı yüzeylere sedef görünümü veren, saten dokulu dekoratif boya Duchesse Satin ve mekanlara zarif bir dokunuşu “tam siyah” rengiyle getiren iç cephe boyası Code Black ve daha pek çok boya serginin dikkat çeken inovatif ürünleri oldu.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°