ODA VE BORSA BAŞKANLARINDAN ENFLASYON MÜCADELESİ
Manşet Haber 17.10.2018 22:27:15 0

ODA VE BORSA BAŞKANLARINDAN ENFLASYON MÜCADELESİ

ODA VE BORSA BAŞKANLARINDAN ENFLASYON MÜCADELESİ

Adana Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Atila Menevşe tüm oda ve borsa başkanlarının enflasyonla mücadele konusunda ortak karar aldıklarını ifade ederek, “Hepimiz tek yürek ve tek ses olursak, enflasyonla mücadelede de netice alacağımıza eminiz.” dedi.
Oda-Borsa Başkan, Meclis Başkanları ve Genel Sekreterlerin katıldığı il Oda-Borsa Başkanları Toplantısı Ticaret Odası ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Toplantıda Adana’nın sorunları ile çözüm önerileri ile masaya yatırıldı, ekonominin gelişimi adına atılacak adımlar konusunda fikir alışverişi yapıldı.
Oda-Borsa Başkanları enflasyonla topyekun mücadele kapsamında en az % 10 indirim kampanyası için ortak basın açıklaması yaptı. Ticaret Odası, Sanayi Odası, Ticaret Borsası, Ceyha ve Kozan Ticaret Odası ve Borsası adına açıklamayı, Adana Ticaret Odası Başkanı Atila Menevşe yaptı. Menevşe açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
''Fiyat istikrarı makro ekonominin durumunu yansıtan en önemli göstergelerden biridir. Türkiye 2002'den sonra mali ve siyasi istikrarla birlikte fiyat istikrarı konusunda da çarpıcı bir iyileşme elde etmiş, enflasyonun tek haneli seviyelere düşmesi sağlanmıştır. Son dönemde döviz kurlarında yaşanan olağandışı hareketlerin de etkisiyle enflasyon oranı yeniden çift haneler çıkmıştır.
Artan enflasyon hem alım gücü düşen vatandaşlarımızı, hem de artan girdi maliyetleri ve faizler nedeniyle firmalarımızı olumsuz etkilemektedir.
Tüm bu sıkıntıları aşmak için, Hazine ve Maliye Bakanlığımız tarafından hazırlanan ve Bakanımız Sayın Berat Albayrak'ın liderliğinde başlatılan Enflasyonla Mücadele Programını son derece önemli buluyor ve destekliyoruz.
Enflasyonla mücadeleyi ne tek başına kamu, ne de tek başına özel sektör yapabilir. Sorumluluk ve görev hepimizindir.
Enflasyonla mücadele aynı zamanda işsizlikle, yüksek faizle ve artan girdi maliyetleriyle mücadeledir. Türk özel sektörü, devletimizle birlikte topyekûn bir duruş sergileyerek, elini taşın altına koymaktadır. Bu çerçevede TOBB ve Odalar-Borsalar, her milli konuda olduğu gibi bu konuda da ülke çapında ortak bir dayanışma içindedir. 81 il ve 160 ilçede Odalarımız ve Borsalarımız Enflasyonla Mücadeleyi sahiplenmekte ve firmalarımızın en geniş şekilde katılımı için çalışma başlatmaktadır. Bu noktada özellikle vurgulamak isteriz ki, bu mücadeleye toplumun tüm kesimleri ne kadar güçlü destek olursa, etkisi de o kadar büyük olur. Reel sektörden finans sektörüne, kamudan vatandaşlarımıza kadar, tüm Türkiye olarak aynı hedefe kenetlenmeliyiz. Hepimiz tek yürek ve tek ses olursak, enflasyonla mücadelede de netice alacağımıza eminiz. Hem firmalarımızın hem de milletimizin, enflasyonla topyekun mücadeleye en geniş şekilde katılacaklarına inancımız tamdır. Biz de, Adana Oda ve Borsaları olarak siz değerli basın mensuplarımız kanalıyla, tüm Oda/Borsa üyelerimizin desteğini ve bu kampanyaya katılımlarını rica ediyor ve bekliyoruz. İnanıyorum ki, Adana merkez ve ilçeleri olarak gereken fedakârlığı gösterip, ülkemiz ve milletimiz için başlatılan bu iktisadi mücadele de en ön cephede yer alacağız. Kamu ve özel sektör arasındaki bu güçlü koordinasyon ve istişareyle, içinden geçtiğimiz bu zorlu süreci de geride bırakacağız.''


YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°