OKUL KANTİNLERİNDE MENÜ
Manşet Haber 13.10.2016 09:38:51 0

OKUL KANTİNLERİNDE MENÜ

OKUL KANTİNLERİNDE MENÜ

Adana(Ulus)--Milli Eğitim Bakanlığı’nın, okullarda satışı yapılacak gıda ve içeceklerin kriterlerini yeniden belirledi.
Okul kantinlerinde satılacak gıdalar ve eğitim kurumlarındaki gıda işletmelerinin hijyen yönünden denetlenmesini içeren son genelgeye göre, kızartma, cips, çikolata, gofret, şeker, kek ve tatlandırıcılı içecek gibi birçok ürün 2016 – 2017 eğitim – öğretim döneminden itibaren okul kantinleri, kafeterya, yemekhane, çay ocakları ve büfelerinde satılması yasaklandı.
Adana Sabit Simitçiler ve Kantinciler Esnaf Odası Başkanı Ahmet Tunç, yeni genelge ile içme suyu, ayran, pastörize süt dışında kalan kızartma, cips, tüm çikolata türleri, şeker ve şekerlemeler, hür türlü tatlandırıcılı içecek ve gıdaların yasaklı ürünler arasına girmesiyle okullarda yüksek kiralarla ve sigortalı işçi çalıştırarak kantin işleten üyelerinin, bir hayli zora düştüğünü ve süratle artan zarar tablosunu değiştirmek için yeni formüller üretmek durumunda kaldıklarını bildirdi.
Tunç, bu doğrultuda, öğrenciler için, eğitim aldıkları okulların kantinlerinde, genelgeye ve gıda güvenliğine uygun şekilde, gıda mühendisi eşliğinde, hijyenik ortamda hazırlanmış ve sağlıklı ürünler içeren “Kantin Menü”’sü hazırladıklarını, bunu da önce okul idaresi ve öğretmenlerine, sonra da öğrenci velilerine tanıtarak, yaygın hale getireceklerini belirtti.
Tunç’un açıklamasına göre, özel bir yemekçilik şirketine hazırlatılan “Kantin Menü”’sü, ilk kez Adana merkez Çukurova ilçesindeki Tabipler Odası İlkokulu’nda, okul idaresi ve öğretmenlere sunuldu. Bu öneriye, öğretmenlerin, oldukça güvenli ve yeterli gördüklerini belirttiği ve destek olacakları bildirildi.okul_kantin (1)
Tunç, öğretmenlerin ve okul aile birliklerinin önerisi doğrultusunda, “Kantin Menü”’sünü velilere daha yaygın şekilde tanıtmak için seminer düzenleyip, broşür yaptırarak tanıtımı hızlandıracaklarını ifade etti.
Tunç, Adana’ya, hatta Türkiye’ye örnek olmasını beklediği (Pazartesi günleri simit – ayran- meyve, Salı günleri Börek – Meyve Suyu – Meyve, Çarşamba günlere Mantı – Limonata – Meyve, Perşembe günleri Sandeviç – Ayran – Meyve, Cuma günleri de Tost – Süt ve Meyve) “Kantin Menü”’süne, velilerin de destek vermesi halinde öğrencilere belirli bir ücret karşılığında sunacaklarınını, benzer menüyü, talep halinde anaokullarına da verilebileceklerini açıkladı.
Adana Sabit Simitçiler ve Kantinciler Esnaf Odası Başkanı Ahmet Tunç, okul kantin işletmecisi üyelerinin, genelgeye harfiyen uyduğunu, okul dışında seyyar satıcı yada yerleşik işyerlerinde açık olarak yasaklı ürün satışı yapılmasına karşı da başta belediyelerin zabıtaları, maliye memurları ve kolluk kuvvetlerinin engel olarak kayıtlı esnaflarına karşı haksız rekabet oluşturulmasına engel olunmasını istedi.
SÜT, AYRAN, MEYVE SERBEST
Genelgeye göre satışı uygun gıdalar şöyle:
Meyveler, çiğ tüketilebilen sebzeler, salatalar, kuru meyveler, kuruyemişler, içme suyu, süt (pastörize), taze sıkılmış meyve ve sebze suyu, yoğurt, ayran, pastörize peynir, günlük haşlanmış yumurta, çeşnili ekmekler satışı uygun bulunan gıdalar. Ayrıca tam buğday ekmeği, tam buğday unlu ekmek, karışık tahıllı ekmek vb. ürünlerden yapılan, yumurta veya beyaz peynir, turşu hariç taze domates, havuç, marul, biber vb. sebzelerle yapılan sandviçler, doğal mineralli su, şekersiz gıdalara da izin veriyor.okul_kantin (3)

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°