Orhan Sümer neler söyledi?
Manşet Haber 9.04.2013 00:20:44 0

Orhan Sümer neler söyledi?

Orhan Sümer neler söyledi?

5 Ocak Gazetesi’nin kahvaltısına konuk olan CHP Adana İl Başkanı Orhan Sümer çarpıcı açıklamalarda bulundu. Sümer, aday belirlemeden, barış sürecine kadar kendisinin ve partisinin görüşlerini paylaştı. Adana Büyükşehir Belediye Başkan adayının seçime 8 ay kala gayri resmi olarak açıklanması beklentilerinin doğru olduğunu ifade etti.

Orhan Sümer’in 5 Ocak Gazetesi’nde yayınlanan röportajı şöyle:

5 OCAK: Son günlerde Adana kamuoyunu meşgul eden Büyükşehir Başkan Vekili Zihni Aldırmaz CHP'den aday olabilir mi?
ALDIRMAZ PARTİMİZE ÜYE DEĞİL

ORHAN SÜMER: Bizim partide aday olma koşulları belli. Partinin koşullarına uyduktan sonra tüm üyelerin aday adayı olma şansı var. Üyemiz değil, bu bağlamda yorum yapamam, ama partiye üye olur biz o zaman yorumlarımızı yaparız. Genel başkan ve örgütlerin açıklamış olduğu bir sistem var. Bizdeki kriterler belli. Milletvekilimizde adayım diyor, normal bir vatandaşta aday adayıyım diyor, o süreç daha tam başlamadığından dolayı henüz bir şey söylemek yanlış.

Birçok kişi Sayın Genel Başkan Adana'ya geldiğinde Zihni Aldırmaz'a rozet takacak dedi. Birçok kişi benim elimi kaldıracak dedi. Biz hep sesiz kaldık, bizim düzenlediğimiz programın dışına çıkmadı ve bir buçuk iki saat Parti'de kaldığında örgütün dışında kimseyle görüşmedi.

Genel Başkanla Ankara'da görüştük ve aday belirleme kriterlerini sorduk, şu anda en çok merak edilen bu. O zaman bize dedi ki, kamuoyu şirkete çapraz ateş yaptıracağız, teşkilatın görüşünü alacağız ve merkez kararda değerlendireceğiz Büyükşehir adaylarını dedi.  Aydın Belediye başkanını bize örnek gösterdi ve ben Aydın'a gideceğim ve onun açıklayacağım' dedi. Adana ile sorulduğunda Adana da bir tek Çukurova Belediye başkanı Yıldıray Arıkan var.  Gelirken de giderken de açıklama yapmadı, açıkçası ben bir açıklama yapmasını bekliyordum.

 

BÜYÜKŞEHİR VE İLLER ÖNCE AÇIKLANACAK
Dikkat edilirse Sayın Genel Başkan'ın açıkladığı yerler, Büyükşehir belediyeleri ve bazı il belediyeleri. Henüz hiçbir ilçe başkanını aday olarak açıklamadı. Aydın Anakent Belediyesi, burada ki Çukurova İlçe Belediye Başkanı. Aydın, İzmir% 90 tamam, Çanakkale ve büyük illeri sekiz ay öncesinden açıklayacak. ilçeleri de eğer kendi Belediye başkanımızın ne zaman açıklanacağı konusunda kararlaştırılmış bir gayri resmi takvimin olduğunu zannetmiyorum.

5 OCAK: Partinizin seçimden sekiz ay öncesi Büyükşehir Belediye Başkan adaylarını açıklayacağı doğru mu?
BÜYÜKŞEHİR ADAYLARI 8 AY KALA AÇIKLANACAK

ORHAN SÜMER: Öyle bir ortak görüş var, fakat bunu resmi yapması mümkün değil. Bunu yapması için ki sizde biliyorsunuz üç ay kala başlanıyor, resmi değil, gayri resmi açıklanır. ' Adayım sensin çalışmalara başla' diyecek.

5 OCAK: Sayın Kılıçtaroğlu'nun en çok bekleyenler Belediye Başkan adaylıklarınız düşünenlerdi. Merakla bekleniyor ve Genel Başkana görünmek için büyük bir çaba sarf etti. Ama siyasi anlamda dağ fare doğurdu.

ORHAN SÜMER: Bizim böyle bir açıklamamız olmadı ki. Beklenti olabilir, ama önemli olan programa uymasıdır. Biz bu programı on beş gün önce yaptık ve programda en ufak bir sapa olmadı ve Genel Başkan da buna uyarak gitti. Hatta biz bu programla ilgili hiçbir gazeteye bilgi vermedik.

5 OCAK: Adana ve seçim denilince ilk akla gelen isim Aytaç Durak oluyor. Durak'ın görevden alınma sürecini siz nasıl değerlendiriyorsunuz?

DURAK'IN SUÇU YOKSA İADE EDİLMELİ

ORHAN SÜMER: Suçu yoksa göreve iade edilmesi lazım, suçu varsa gerekli işlemlerin yapılması lazım. Adana'da Büyükşehir Belediyesinin konuşulma sebebinin ana nedeni bu bana göre. Adaletsizlik elbette ki var, TC kararıyla görevden bir defa alınanları gördük, ama her iki ayda bir görevden alınan bir başka örnek var mı? yok.  Sadece Sayın Durak için söylemiyorum, kimin suçu varsa cezasının verilmesi gerektiği kanısındayım. Yoksa da hukuk çerçevesi içinde iadesinin yapılması tarafındayım.
5 OCAK: Barış süreciyle ilgili suskunluğunuzu olarak CHP neden suskun?

BARIŞI HERKES İSTER

ORHAN SÜMER: Bu konuda sadece Genel başkan ve parti sözcümüz konuşacak diye Parti olarak karar alındı. Elbette ki barışa herkes destek olmak zorunda fakat içerini bilmediğim bir şey için bu süreç hakkında olumlu yorum yapamam. Hükümet şu durumda partisini nasıl yöneteceğini bilmiyor. Genel Başkanımız 'kredi açıyorum' dedi. Başbakan ' senin kredin senin olsun' dedi.  Öyle diyen bir Başbakana nasıl destek olacaksınız?

5 OCAK: Diyarbakır'da yapılan Nevruz ve PKK mitingi hakkında neler düşünüyorsunuz?

BAŞBAKAN GÜNDEM DEĞİŞTİRİYOR

ORHAN SÜMER: Hassas bir çizgi daha var, sanki daha önce var mıydı? Orada Başbakan gündem değiştirmeye çalışıyor. Bir İsrail olayı, ulusal basının gündeminden düşmedi ve orada hepimizin atladığı bir yazı vardı 'Gemiye yapılan teknik hatadan dolayı özür diliyoruz' dediler. Ne oldu? Biranda gündem değişti, Diyarbakır konusu kaldı mı? İsrail'in özür dilemesi konusu ise Amerikan'ın dış politika da yapmış olduğu senaryonun bir parçası.

5 OCAK: Kamuoyunda bazı kesimler,  'Türk bayrağının olmadığı hiçbir yerde barış söylemleri samimi değildir' diyor. Siz ne düşünüyorsunuz?

BDP TOPLANTILARINDA TÜRK BAYRAĞI HİÇ OLMADI

ORHAN SÜMER: Daha önceki kongrelerinde de Türk bayrağı yoktu ki. Yaşanmadı mı bu durumlar? BDP'nin yapmış olduğu kongrelere bakın hiçbirinde Türk bayrağı yok,  birinde asmışlardı onu da indirmişlerdi.  Yani bu şaşılacak bir durum değil. Barış söylemleri ve BDP'nin durumu hakkındaki sorulara ise cevabı hükümetin vermesi gerekiyor,  çözümü götürdüğünü iddia eden  AKP. O işin muhatabı ne CHP, nede MHP.  Hükümet Amerika'yla çizdiği projeyi topluma sunmaya çalışıyor. Genel Başkanımızın Başbakana sunmuş olduğu projeleri oldu, neden bu projelerden bahsedilmedi? Millet meclisiyle beraber bir barış süreci yürütülmüyor. Meclis belli bir noktaya getirir sonra akil adamlar devreye girer, ama şuana kadar Başbakan mecliste hiçbir açıklama yapmadı ki.

5 OCAK: Başbakan CHP VE MHP'yi bulaştırmak istemiyor. Şayet bu anlamda başarılı olursa bölüşme niyetinde değil, sizce yanılıyor muyum?

ORHAN SÜMER: Burada bir olay olsa hiç birimizin yok deme şansı var mı? Çünkü hepimiz görüyoruz. Mecliste bulunanların hiçbir bilgisi yok, sen dışarıda konuşuyorsun ' kimse yorum yapmıyor' diye. Sen mecliste konuşmuyorsun ki, kimse hiç bir şey bilmiyor ki yorum yapsınlar.

5 OCAK: Adı, Adalet ve Kalkınma Partisi olan bir partinin Kuvvetler ayrılığı prensibini çiğnediğini düşünüyor musunuz?

ORHAN SÜMER: Elbette, bunu söylemeye gerek yok. Uyduğu hiç bir şey yok ki. Dönüyor adalet ve kuvvetler ayrılığından bahsediyor.

5 OCAK: Milletvekilleri maaşları konusunda neler söyleyeceksiniz?
osumer_5ocakMİLLETVEKİLİ MAAŞLARI ÇOK TARTIŞILIYOR

 

ORHAN SÜMER: Çok tartışılan bir konu fakat bana göre çok değil.  Her gün yüzlerce insan Ankara'ya gidiyor, yaşadığımız için biliyoruz. Siyaset yapıyorsunuz ve buradan bir başka yere gitmek için en az üç ya da dört arabayla gidiliyor. Bunun gidiş ve gelişlerini göz önünde bulunduracak olursa en az bin lira benzin masrafı olacak, her geldiklerinde dört beş mahalle yemek vs dersek harcadıkları para belli. Birçoğu işini bırakıp geliyor, solda siyaset yapanlara bakın istisnalar hariç hepsi işini bozmuş durumda, sağın tamamı iş adamı o belli.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°