Orman Bakanı ormana yabancı
Manşet Haber 13.06.2013 14:49:37 0

Orman Bakanı ormana yabancı

Orman Bakanı ormana yabancı

MHP Adana milletvekili Seyfettin Yılmaz, hükümete fidan tepkisi gösterdi. Başbakan’a yalan yanlış bilgi verildiğini iddia eden Yılmaz, “2 milyar 800 milyon fidan dikildiği yalan. Rehabilitasyon ağaçlandırma gibi gösteriliyor” dedi.

syilmaz_mhpvekilMHP Adana Milletvekili Seyfettin Yılmaz, TBMM’nde düzenlediği basın toplantısında Başbakan Tayyip Erdoğan’ın ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun '2 milyar 800 milyon fidan diktik' açıklamalarına tepki gösterdi. Orman Bakanı Eroğlu’nun ormancılıktan hiç anlamadığını ve bu nedenle Başbakan Erdoğan’ı yanlış bilgilendirdiğini söyledi. Fidan dikiminin ormancılık terminolojisinde adet olarak hiçbir zaman değerlendirilmediğini, ağaçlandırmanın ormancılıkta hektar alanı olarak tanımlandığını aktaran Yılmaz, 'Rehabilitasyon rakamları da ağaçlandırma gibi gösteriliyor' dedi.

Hükümetin orman politikasının 1960’lı ve 70’li yıllara bile rahmet okuttuğunu iddia eden MHP’li Yılmaz,  “172 yıllık bir kuruluş olan Orman Genel Müdürlüğü teşkilatı bütün bilgi ve birikimini ortaya koyarak yüzbinlerce hektar alanlarda bu ağaçlandırma çalışmalarını yapmışlardır. Bu hükümet zamanında bu şekilde örnek gösterebileceğimiz bir çalışma yoktur” dedi.

Yılmaz şunları kaydetti:

BAKAN ORMANA YABAN

'Bu bakan döneminde kavramlar karıştırıldı. Ormancılıkta ağaç adeti ile tanımlama ilk defa bu Bakan ve Başbakan zamanında yapıldı. Ormancılıkta hektar üzerinden tanımlama yapılır. Rehabilitasyon rakamları ağaçlandırma olarak sunuluyor. Bu ormancılık bilim ve tekniğine aykırıdır. Verilen rakamlar yalandır, gerçeğe aykırıdır.

BİLİM VE TEKNİK YOK SHOW VAR

Sayın Bakan bilim ve teknikten uzak bir şekilde ormancılıkla şovu birbirine karıştırarak, Başbakanı da yanlış yönlendirerek yanlış bilgi verdiğini düşünüyoruz. Bu Bakan zamanında rehabilitasyonla ağaçlandırmanın iç içine girdiği bir süreçten geçiyoruz. Yapılan rehabilitasyon rakamlarını ağaçlandırma rakamları diye kamu oyuna sunmak tamamen bilim ve tekniğe aykırıdır.

FİDANLIKLARI KAPATTILAR

En çevreci hükümet olduklarını savunuyorlar. Ağaçlandırma Genel Müdürlüğü bu hükümet tarafından kapatılmıştır. Fidanlıklar kapatılmıştır daha sonra Mahkeme kararıyla açılmıştır. Fidanlıkları kapatan zihniyetin ağaç dikiminden bahsetmesi doğru değildir. Atatürk Orman Çiftliği’ndeki alanı birinci derece SİT alanından üçüncü derece SİT alanına çevirdiler. Oradaki 70-80 yaşındaki sedirleri kestiler. ‘Bir tane bile ağaç kesilmeyecek’ demişlerdi, binlerce ağaç kestiler. Ormanları yok eden anlayış nasıl çevreci bir hükümet oluyor. AKP Genel Merkezi de ormanlık alana yapılmıştır.

FATİH  ORMANI DİREKTEN DÖNDÜ

Ali Ağaoğlu’nun reklamlardan çıkan maslak 1453 projesi vardı ata biniyor ormanların içerisinde geziyordu. Basının bu işe duyarlı olması neticesinde iptal kararı çıktı sizlere teşekkür ediyorum. Ne yazık ki bu hükümet döneminde orman içi dinlenme yerlerimiz önce tabiat parklarına dönüştürülerek orman bakanlığı bünyesinden alınarak ne yazık ki çevre şehircilik bakanlığına devredildi.

PARK ORMAN İMARA AÇILIYOR

İstanbul’daki Park Ormanı önce kiraya verildi, sonra tabiat parkına dönüştürüldü ve bazı kişilere verildi. Buraların şimdi planlaması yapılıyor ve imara açılacak. Maslak’taki Fatih Ormanı gibi birilerine peşkeş çekilecek. Ormancı olmayanların üst görevlerde olduğu bir Orman Bakanlığı ile karşı karşıyayız.'

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°