“ÖZEL OKUL SAYISI SON 4 YILDA 2 KATINA ÇIKTI”
Manşet Haber 7.10.2018 10:43:51 0

“ÖZEL OKUL SAYISI SON 4 YILDA 2 KATINA ÇIKTI”

“ÖZEL OKUL SAYISI SON 4 YILDA 2 KATINA ÇIKTI”

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, özel okulların son yıllarda çığ gibi artmasını, Milli Eğitim Bakanlığına yönelttiği soru önergesiyle Meclis gündemine taşıdı. Önergeye yanıt veren Bakan Ziya Selçuk, 4 yıl önce 6 bin 710 olan özel okul sayısının, 2017-2018 eğitim öğretim döneminde 11 bin 694’e çıktığını açıkladı. Özel okula giden öğrenci sayısı ise 1 milyon 350 bini geçti.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, özel okul sayısındaki artışa dikkat çekmek amacıyla verdiği yazılı soru önergesinde, “Ülkemizde özel okul ve özel okullardaki derslik sayıları ne kadardır? Özel okullarda eğitim alan kız erkek sayısı kaçtır? Özel okullarda kaç öğretmen görev almaktadır? 2013 yılından bu yana özel okul sayısı kaçtır? İllere göre özel okul sayıları kaçtır?” şeklindeki soruların yanıtlanmasını istedi.
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un, CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in önergesine verdiği yanıt, son 4 yılda özel oku sayısının neredeyse iki katına çıktığını gösterdi.
Bakan Ziya Selçuk, 2013-2014 eğitim öğretim yılında 6 bin 710 olan özel okul sayısının, 2017-2018 eğitim öğretim yılında 11 bin 694’e çıktığını bildirdi. Özel okullardaki derslik sayısını 118 bin 155 olarak açıklayan Bakan Selçuk, bu okullarda 149 bin 457 öğretmenin eğitim verdiğini bildirdi.
Bakan Selçuk’un verdiği bilgiye göre özel okullarda 739 bin 791 erkek ve 611 in 921 kız öğrenci olmak üzere 1 milyon 351 bin 712 öğrenci eğitim alıyor.
HER 10 ÖĞRENCİDEN BİRİ ÖZEL OKULA GİDİYOR
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve lise olmak üzere özel okul sayısında son yıllardaki belirgin artışın dikkat çekici olduğunu söyledi. Son 4 eğitim-öğretim yılında özel okul sayısının neredeyse yüzde 100 oranında arttığına vurgu yapan Gürer, “Devlet okullarında yaklaşık 15 milyon öğrenci eğitim öğretim görürken, özel okullardaki eğitim öğretim gören öğrenci sayısı 1 milyon 400 bine yaklaşmıştır. Bu rakam her yaklaşık 10 öğrenciden birinin özel okulda eğitim aldığını göstermektedir. Özel okulların resmi okullara oranı da 10’da 1 olarak ortaya çıkmaktadır. Son 4 yılda gerçekleşen bu artış dikkate değer ve üzerinde ciddiyetle durulması gereken bir durumdur” diye konuştu.
DEVLET OKULLARI KADERİNE TERK EDİLDİ
Özellikle kırsal kesimlerde devlet okullarının kendi kaderine terk edildiğine işaret eden CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Özel okulların kamu kaynaklarıyla da desteklendiği bilinmektedir. Devletin, Milli Eğitim’e bağlı okullara da gereken ilgiyi göstermesi, okullarda eğitimin kalitesinin yükseltilmesine yönelik girişimde bulunması şarttır. Bugün belirli bir maddi olanağı sahip aileler çocuklarını devlet okulları yerine özel okullara göndermektedir. Bu durum milli eğitimin uygulamaları ile de adeta zorlanmaktadır. Okul tercihlerinden eğitim sorunlarına kadar devlet yerine özel okullar için koşullar yaratılmaktadır. Maddi olanağı olmayan öğrenciler, devlet okullarına gitmek durumundadır. Öğretmen açığı, hizmetli yetersizliği, derslik sorunu, kapanan köy okulları, taşımalı eğitim, ikili eğitim gibi sorunlar, artık devlet okullarının yaşadığı sorun olmaktan çıkarılmalıdır” ifadelerini kullandı.





YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°