Özke’nin Umut Tohumları kitaplaştı
Manşet Haber 8.04.2016 17:51:49 0

Özke’nin Umut Tohumları kitaplaştı

Özke’nin Umut Tohumları kitaplaştı

Adana(Ulus)--Çukurova Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Özke’nin ‘Umut Tohumları’ adlı öyküsü, Malatya Tabipler Odası tarafından yayımlanmaya değer bulunarak, kitaplaştırıldı. Kitap, ‘Sağlık ve İletişim Öyküleri’ adı altında Prof. Dr. Cengiz Yakıncı, Prof. Dr. Ahmet Kızılay ve Prof. Dr. Hasan Mavruk tarafından hazırlandı.

mustafa_ozke_kitap (1)Yrd. Doç. Dr. Atilla Özcan, Op. Dr. Haydar Cemal Özdoğan, Dr. Yusuf Güler, Eğitimci-Yazar Nilüfer Zontul Aktaş, Sultan Bedelciğil, Ercan Deniz, Ahmet Başkan ve Hüsnü Özaltun’dan oluşan ön seçici kurul 229 eser arasından 26 öyküyü belirledi

‘Sağlık ve İletişim’ konulu yarışmanın son seçici kurulu ise Prof. Dr. Nusret Akpolat, Prof. Dr. Birgül Cumurcu, Prof. Dr. Mahmut Durmuş, Prof. Dr. Yasemin Ersoy, Prof. Dr. Nurçin Gülhaş, Prof. Dr. Murat Harputluoğlu, Prof. Dr. Hasan Kavruk, Prof. Dr. Hakan Parlakpınar, Prof. Dr. Hülya Taşkapan, Prof. Dr. Cengiz Yakıncı, Doç. Dr. Abubekir Eltas, Yrd. Doç. Dr. Hasan Topbaş, Yrd. Doç. Dr. Barış Yılmaz ve Dr. Deniz Sezgin’den oluştu.

mustafa_ozke_kitap (2)Birinciliğe layık eser bulunamazken, ikinciler Turuncu eseriyle Cevriye Oymak ve Kalplere Dokunmak eseriyle Murathan Çarboğa, üçüncüler ise Mor Çiçekler eseriyle Zeynep Yılmaz ve Çayca Konuşmak eseriyle Baran Kızıl oldu. Yarışmaya 229 eser katıldı.

Mustafa Özke daha önce;

Antalya'da ‘Sapan’ adlı eseriyle Kaygusuz Abdal Özel Ödülünü,

Adana’da ‘Kendini sevmekle başla hayata’ adlı eseriyle birincilik ödülünü,

Ankara’da ‘Zifiri karanlıkta bir mum ışığı’ adlı eseriyle Türkiye ikinciliği ödülünü,

Osmaniye'de 'Nisan yağmurları' eseriyle M. Cemal Şenadam Özel Ödülünü,

Gaziantep'te ‘Can evi’ eseriyle Vahittin Bozgeyik ikincilik ödülünü,

Adana'da ‘Cimri’ eseriyle mansiyon ödülünü,

Osmaniye’de ‘Deniz Feneri’ adlı eseriyle üçüncülük ödülünü,

Kütahya'da ‘Papatyalar’ adlı eseriyle özendirme ödülünü,

Mersin'de ‘Silifke’ adlı eseriyle mansiyon ödülünü,

Osmaniye'de ‘Burgazada’ eseriyle başarı ödülünü,

Adana'da Nezihe Tansuğ şiir yarışmasında Yelken adlı eseriyle üçüncülük ödülünü kazanmıştı.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°