Kış lastiği ve zincir uyarısı
Manşet Haber 9.01.2013 11:39:26 0

Kış lastiği ve zincir uyarısı

Kış lastiği ve zincir uyarısı

kis_lastigiTürkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu Başkanı Fevzi Apaydın, havaların soğuması ve ülkemizin büyük bir bölümünde karın etkisi altına girmesi ve birçok yolun kapalı olduğunu hatırlatarak sürücüleri uyardı, “Araçlarınızın kış bakımını ihmal etmeyin. Eksikliklerinizi biran önce tamamlayın. Araçlarınızı kış şartlarında kullanırken normal hızınızın yarısı kadar yavaş ve mutlaka dikkatli kullanın. Kış aylarında kaza yapma riski yaz aylarına göre 6 kat daha fazladır. Bilhassa gizli buzlanmalara karşı tedbirli olun” dedi.

“KIŞLIK BAKIM ŞART”

Kış mevsiminin kendini göstermeye başladığını, araçların mevsime uygun bakımlarının yapılmasının ve gerekli tedbirlerin alınmasının yasal bir zorunluluk olduğunu belirten TŞOF Başkanı Apaydın“Havaların bir anda soğumasıyla ülkenin büyük bir bölümüne kar yağmaya başladı. Uzun ve yorucu bir kış bizi beklemektedir. Kazaların azalması için araçlarımızı yavaş ve dikkatli kullanalım. 2012 yılı Kasım ayı dahil 3 bin 564 vatandaşımızı kaybederken, 248 bin 953 vatandaşımızda yaralanmıştır. Meydana gelen kazalarda ise 1 milyar 295 milyon 462 bin liralık maddi hasar meydana gelmiştir. Kışın yüzde 35 artan kazaların temelinde buzlanma, yolun durumuna göre aracımızı kullanmamaktan ve araçlarımızı kışa hazırlanmamaktan doğan kazalar yer alır. Bunun için araç lastiğinden, zincirine, fren, direksiyon, şanzıman, diferansiyeli ile motorun yağ bakımı yapılmalıdır. Ayrıca, akülere asit, radyatörlere ise antifriz biran önce konulmalıdır. Balatalar, diskler, elektronik aksam, kalorifer-klima sistemi kısaca araçtaki bütün mekanizmalar gözden geçirilerek kışa hazır hale getirilmelidir. Bilhassa şehirlerarası çalışanlar zincirsiz yola çıkmamalı” diye konuştu.

“GİZLİ BUZLANMAYA DİKKAT”

Yollarda kar görmediğimiz zamanlarda ortaya çıkan gizli buzlanmaya karşı sürücüleri uyaran Apaydın,“Bilhassa kış aylarındaki kazaların çoğu tek taraflı kazalardır. Bu kazalar yolların buzlu olması ve direksiyon hakimiyetinin kaybedilmesi sonucu olur. Köprü üstlerinde, virajlarda aracınızı dikkatli ve yavaş kullanınız. En fazla gizli buzlanmanın olduğu yerler buralarıdır. Kış lastiği kullanmakta büyük fayda vardır. Buzlu zeminde ise yüzde 20 daha kısa fren mesafesi sağlıyor. Karlı veya buzlu yollarda hiç bir şekilde lastiklerinizin havasını düşürmeyin. Lastiklerin tabanları yola tam olarak oturmalıdır. Buzlu alana yaklaşırken frene aralıklarla basınız, ABS’li araçlarda ise buna gerek yoktur, frene çok güçlü olarak basmak gerekir. Yokuş inerken de motorun frenleme (düşük vites) gücünü kullanın diyerek kışa hazırlıksız yakalanan sürücülerin zor durumda kalabileceği uyarısında bulundu.

 

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°