“Pamukta Dışarıya Bağımlılık Azaltılmalı”
Manşet Haber 8.08.2015 12:32:09 0

“Pamukta Dışarıya Bağımlılık Azaltılmalı”

“Pamukta Dışarıya Bağımlılık Azaltılmalı”

Pamuğa primin düşük olduğunu dile getiren Adana Ticaret Borsası Başkanı Şahin Bilgiç, Pamuğun üreticiye para kazandırmadığını, verilecek primin yükselmesi halinde dışa bağımlılığın azalacağını söyledi.

Sezonun ilk kütlü alımı yapıldı.ATB Meclis Başkanı Sabahattin Yumuşak, Adana Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Ahmet  Söğüt, Çukobirlik Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Çakıcı, Adana Çiftçiler Birliği ve Seyhan, Yüreğir, İmamoğlu, Karataş, Karaisalı Ziraat Odaları yöneticileri ve tekstil firma temsilcilerinin hazır bulunduğu sezonun ilk kütlü pamuk ihalesinin yapıldığı toplantıda önemli açıklamalarda bulundu.  Ticaret Borsası Korbey salonundaki toplantıda konuşan Ticaret Borsası Başkanı Şahin Bilgiç, Yıllarca filmlere konu olan beyaz altın pamuğun Çukurova, Adana ve üretilen diğer bölgelerde azaldığını söyledi.

“PAMUKTAN KAÇIŞ VAR”

Sezonun ilk kütlü pamuğunun satışını yapmak üzere bir arada olduklarını, ilk ürünü yetiştiren ve 19 yıldır rekorunu kimseye kaptırmayan üretici Hasan Aslan’ı tebrik ettiğini söyleyen Adana Ticaret Borsası Başkanı Şahin Bilgiç, şöyle konuştu:

“Çukurova ve Adana’yı beyaz altın olarak dünyaya tanıtan pamuk son yıllarda yavaş yavaş Çukurova’dan da, diğer pamuk üretilen bölgelerde de azaldı. Bu durumu biz  Adana Ticaret Borsası olarak her platformda,  devleti yönetenlere, bakanlarımıza ve hatta Başbakan’ımıza dahil olmak üzere hazırladığımız raporları sunduk. Pamuğa verilen primlerin düşük olduğunu, bunun üreticiyi memnun etmediğini, üreticiye para kazandıracak durumda olmadığından tüketicinin bu üründen kaçacak durumda olduğunu ifade ettik. O dönemde bir artış oldu. Ama bizim beklentimizi karşılayacak bir artış olmadı. Gerçekten pamuk önemli bir ürün. Pamuğun bölgede eski günlerini tekrar yakalayacak ve tüm bölgelerde ekilecek duruma gelmesi gerekiyor. Pamuk fiyatını 900 Kuruş dedik ama 1 TL gibi bir fiyata çıkarttığımız takdirde ben inanıyorum dışarı bağımlılığımızı azaltacağız. Yoksa bu bağımlılığımız son yıllarda giderek artacak. Bölge beyaz altından kaçtı ve Sarı İnci denen mısıra yöneldi. Tabiî ki mısırda desteklenmeli, soyada desteklenmelidir. Ama bu gün Türkiye’de Mısır yetişecek alan kalmadı. Türkiye’nin yüzde 90’ında mısır yetişiyor. Konya ovası buğdaydan, mısıra dönüyor. Ama pamuk burada yetişmeyecekse havza içerisinde ona da yer verelim, üretimi destekleyerek arttıralım ve dışarıya bağımlılığımızı azaltalım.“

“ÜRETİCİYİ DESTEKLEMEDE POPÜLİST YAKLAŞIMIN DIŞINDAYIZ”

Pamuktan, mısıra geçilmesinin sebebinin mısırın külfetinin daha az olmasından kaynaklandığını vurgulayan Adana Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Ahmet  Söğüt, “Biz Bakanlık olarak üreticiyi destekleme noktasında popülist bir yaklaşımın dışındayız. Bana göre çiftçimizin beyaz altını bırakıp sarı altına dönüş yapmasındaki asıl neden Mısırı ekersiniz, suyunu verirsiniz sonra hasad edersiniz. Ama pamukta çiftçinin külfeti var. Uğraştığı iş ve işlemler var. Hastalığı var. Doğayla mücadelesi daha zor.  O yüzden pamuktan birazda bu yüzden kaçış var”

AHMET ÇAKICI, “PAMUĞUN PARA EDECEK BİR SİSTEMİ KURULMALI”

Çukobirlik Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Çakıcı, “Çiftçiyi, taciri ve tekstil firmalarını mağdur etmeden ithalat boyutuyla bir çözüm üretilecek şekilde Pamuğun para edecek bir sistemi kurulması lazımdır. Üç aktörün en önemlisi bana göre üretendir. Üreticinin ürettiği ürünün para etmesi lazım ki bir yıl sonra tekrar ekim yapıp, üretimini sürdürmelidir” şeklinde konuştu.

Konuşmaların ardından yapılan açık arttırma ile üretici Hasan Aslan’ın yetiştirdiği 60 kilo kütlü pamuğu, kilosu 200 liradan Alpdağ Tarım Petrol Cam Tekstil İnş. İth. İhr. San. ve Tic. Lmt. Şirketi satın aldı.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°