PARA FUTBOLDA BAŞARI SALON SPORLARINDA
Manşet Haber 2.04.2021 22:25:32 0

PARA FUTBOLDA BAŞARI SALON SPORLARINDA

PARA FUTBOLDA BAŞARI SALON SPORLARINDA



Geçmiş yıllarda defalarca yazmıştım sporun sadece futbol branşından ibaret olmadığını…
26 Aralık 2019 yılında bu konuyla ilgili görüşümü şöyle yazıya dökmüştüm…

***

Futbol düşmanı değilim…
Futbolcu düşmanı hiç değilim…
Ancak, birilerinin hakkını da tam vermek gerekiyor.
Şimdi konuya girebiliriz…
Ülkemizde ve kentimizde en büyük ilgiyi gören spor dalı futbol…
Futbol ilgiyi gördüğü kadar büyük de destek görüyor. Öyle ki, futbol sektöründe trilyonlar dönüyor.
Bu kadar maddi ve manevi destek görmesine rağmen ne yazık ki başarı görülmüyor…
Milli Takımın başarısı var mı?
Yok…
Adana’ya dönersek, TFF 1. Lig’de mücadele eden Adanaspor ile Adana Demirspor’un başarısı var mı?
Yok…
Hatta her iki takım da ligde can derdine düşmüş durumda…
TFF 3. Lig’e bakacak olursak, Adana’ya 1 saat uzaklıktaki Kozan’ın temsilcisi Kozanspor ligde kalma mücadelesi veriyor…
Peki takımların mali sorunu var mı?
Geçmiş yıllarla karşılaştırdığımızda hiçbir sorunları yok…
Futbolcuların bir eli yağda, bir eli balda…
Eli yağlı-ballı olan Adanaspor ligin dibine demir atmış durumda…
Aynı imkanlara hatta daha çok imkana sahip Adana Demirspor yapılan flaş transferlere rağmen ligde hak etmediği yerde…
Şimdi gelelim işin özüne ve başarılara…
Ülkemiz ve kentimizdeki salon sporlarına baktığımızda durumlarını nasıl görebiliriz?..
Gayet başarılı görebiliriz…
Mesela Adana’da salon sporlarında ter döken sporcular yurt dışındaki turnuvalarda dünya, Avrupa ve balkan şampiyonlukları elde etmiş durumda…
Peki bu sporcuların bir eli yağda, bir eli balda mı?..
Ne yazık ki, futbolcular kadar geniş imkanlara sahip değiller…
Bu sporcular “Amatör” diye adlandırılıyor. Halbuki “amatör” diye adlandırılan bu sporcularımız yurt dışındaki müsabakalarda dünya, Avrupa ve balkan şampiyonluğu elde ederken Ay Yıldızlı bayrağımızı göndere çektirip İstiklal Marşımızı dinletiyorlar…
Ve bu sporcularımız gazete sayfalarında hak ettikleri değeri göremiyorlar. Elde ettikleri başarıları gazete sayfalarında 3-4 sütuna yer bulabiliyor.
Bu sporcular ülkemize dolayısıyla Adana’ya altın madalyalar kazandırıyor…
Adana’yı baz aldığımızda kentimizden dünya, Avrupa ve balkan şampiyonlarının yanı sıra Türkiye Şampiyonları da çıkmış durumdadır…
Diyorum ki, futbola verilen destek kadar olmasa da en azından yarısı kadar maddi ve manevi destek verilsin…
Futbola destek verenler “Amatör” sporcu olarak adlandırılan bu sporculara destek versinler ki, Adana futbolu düştüğü girdaptan kurtulsun, diplerde kalmasın…

***

Benim 2 yıl önce sporun futboldan ibaret olmadığını 2 gün önce Seyhan Belediye Başkanı Akif Kemal Akay da dile getirdi.
Başkan Akay, “Spor sadece futbol değildir. Ayrıca spor sadece profesyonel takımlar ve seyir anlamında algılanıyor. Hatta seyri bile ‘kavga etmek’, ‘ayrıştırmak’ şeklinde düşünüyoruz. Oysa spor; sağlık ve zihnin gelişimi adına çok önemli bir unsur olarak önümüzde duruyor. Dünya var olduğundan bu yana sayısız spor dalları oluşmuş olduğunu kabul ederek, çok sayıda branşta kurslar açarak çocuklarımıza eğitim vermeyi sürdürüyoruz. Bizim amacımız her alanda ciddi şekilde spor yapabilen çocukları yetiştirmek. Bunlar içerisinde yetenekli sporcularımızı da önümüzdeki süreçte başarılı sporcular arasına taşımak temel düşüncemiz” diyor.

***

Seyhan Belediye Başkanı Akif Kemal Akay, gençlerin ve çocukların spor yapabilmesi için büyük yatırımlar yapıyor. Bugün gençlere ve çocuklara yapılan yatırım ülkenin ve kentin geleceğine yatırım yapılmış demektir.
Belki de o çocuklar ve gençlerin içerisinden valiler, belediye başkanları, polis memurları, subaylar, devlet memurları, siyasetçiler çıkacak…
Üstelik spor merkezleri yapılarak gençler ve çocuklar kötü alışkanlıklardan uzak tutuluyor.
Spora yatırımı sadece Seyhan Belediyesi değil, Büyükşehir, Çukurova, Sarıçam, Yüreğir ve yakından takip ettiğim Pozantı Belediyesi yapıyor.
Mesela Çukurova Belediyesi geçtiğimiz günlerde amatör kulüplere 182 bin lira nakdi yardımda bulundu. Daha sonra bu yardım başvuru yapan kulüpler olunca nakdi yardım 200 bin lirayı buldu.
Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar da önümüzdeki günlerde yine amatörlere 1 milyon lira nakdi yardımda bulunacak.
Amatörlere yapılan yardımlar Başkan Soner Çetin’in dediği gibi “Bizimkisi çorbaya tuz atmak gibi bir şey” diye tanımlasa da bu pandemi döneminde amatör kulüplere “Cansuyu” olmuştur. Eğer belediyelerin maddi imkanları fazla olsaydı amatörlere daha fazla destekte bulunacaklarına eminim…

***

Yazımın girişinde Futbol düşmanı değilim…
Futbolcu düşmanı hiç değilim diye belirttim. Amatör futbol kulüplerine de elbette yardımda bulunulmalı. Benim karşı çıktığım Türkiye Futbol Liglerindeki profesyonel futbol kulüplerine akıtılan paralardır. Futbol Federasyonu ve Spor Bakanlığı, Spor Toto Teşkilatı ve birçok sponsor futbol kulüplerine maddi desteği yağmur gibi yağdırıyor. Profesyonel futbol kulüplerine yapılan yardımların bin biri amatörlere dolayısıyla salon sporlarına yapılsa başarı dapa çok olacaktır.
Ne de olsa yurt dışındaki müsabakalarda Milli Marşımızı dinletip bayrağımızı göndere çektiriyorlar.
Sözün özüne gelecek olursak para futbola akarken, başarı salon sporlarında elde ediliyor…
Sizce bu haksızlık değil midir?




YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°