“Milli irade” yerine “aday belirleme” görevi “parti kurmayına” bırakılınca, adına “milli irade” dense bile bölgedeki “belli isimlerin” adamları parti örgütlerine çöreklenmiş olunca oluşturulan listeler “milli irade” olmaktan çıkıyor!
Özellikle il örgütlerinde “belli ismin” adamı değilseniz, “onun” yanında olmama gibi bir özelliğiniz varsa “parti kurmayına” salık verilme olasılığınız da hiç yok demektir! İlle de o “belli isme” yakın/ ille de o “belli ismin” adamı olacaksınız!
Listeye konulmuş olsanız bile kazanacak yerde değil, “belli ismin” belirlediği yerde/ liste tamamlamak için yer alacaksınız!
Israrla “halkın sesinden” söz edelim, “halkı bileni” seçmek isteyelim; partinin kurmaylarına giden isimler kimse, kimler “adamı olma” özelliğini taşıyorsa onlar gönderilecek!
***
Bu olgu 24 Haziran 2018 seçimlerinde de böyleydi, ondan önceki yapılan/ kolayca anımsanan seçimlerde de değişmedi!
Adana’nın Kozan, İmamoğlu, Aladağ, Feke, Saimbeyli, Tufanbeyli kuşağını “temsil” edecek adaya uzun süredir listelerde yer verilmemekte diretiliyor! Bu kentlerde, geçmişte kazanılan CHP’nin yerel seçim başarısı bir bir yitiriliyor! Yine bu kentlerde CHP’nin parti örgütleri hem oldukça güçsüz, hem de niteliksizleştirildi, seçmen “iradesi” hiçe sayıldı/ bir başına bırakılıp dağılmasına neden olundu!
Bugün için, öncesinde olduğu gibi yinelenen “olağanüstü bir süreç” alışkanlığı sürerken; geçmişten gelen yanlışlar, “aday belirleme” konusunda değişmedi!
***
Yirmibir yıllık “iktidar” toplumun temel yapı taşlarına zarar verdi! Emekleriyle yaşamını kazananlar, emekliler, esnaflar, gençlik, dar geliriler, işsizler toplumun büyük çoğunluğunu oluşturur. Bunların hiçbirini birbirinden ayıramazsınız! Ekmeğin beş lira olmasından, şekerin yirmibeş liraya satılmasından, pazar/market ürünlerinin el yakmasından yakınmayan yok!
Peki, gelecek “kaygıları” her gün büyüyen bu katmanının “temsil” edilmeye hakkı yok mu? Bunların sorunlarını yakından bilen/yaşayan “isimlerin” listenin üst sırasında yer alması gerekmiyor mu?
***
Kozan, İmamoğlu, Aladağ, Feke, Saimbeyli, Tufanbeyli kentlerinin sorunları; “bölgeyi” tanımayan, “belli isimlerin” sıralamasında şanslı olanların “iki dudağı” arasında!
Bu olguyu, “iktidarın” kamu kurumlarında görevlendirdiği “liyakatsiz” isimlere de benzetebilirsiniz! Salon toplantılarından başka bir yer görmemiş, tarlada toz/ toprak içerisinde çalışan emekçinin yanına son model aracıyla/ takım elbisesiyle/ parlak boyalı ayakkabısıyla giden “adaydan” bekleneni herkes gibi merak ediyorum!
“Olağanüstü bir süreç” demeden önce, “halkı kimle temsil edeceğiz” sorusunun da yanıtı aranmalı; aday belirlenmesinde “milli irade” yok sayılmamalı, yoksa umudunu koruyan halka yazık olacak!
