PEYNİR DİYARI ARDAHAN’DAN VENEZÜELLA PEYNİRİNE TEPKİ…
Manşet Haber 5.09.2020 08:41:18 0

PEYNİR DİYARI ARDAHAN’DAN VENEZÜELLA PEYNİRİNE TEPKİ…

PEYNİR DİYARI ARDAHAN’DAN VENEZÜELLA PEYNİRİNE TEPKİ…

Yıllardır tarım üretiminde kendine yeterli ürün üreten Türkiye artık en büyük tarım ürünleri ithalatçısı. Et, saman, soğan derken sıra peynirde. Venezuella’da peynir geliyor! Gerçekten piyasada peynir konusunda bir sıkıntı mi var? Her şey gibi peynir de ateş pahası ama, peynir üretim ve arzında bir sıkıntı mi var da biz mi bilmiyoruz? Yoksa bu işte sıfır vergi ile birileri mi köşe olacak!

İLK TEPKİ CHP ARDAHAN ÖRGÜTÜNDEN

Serhat Birikim Gazetesi’nde yer alan habere göre; Venezüella’dan penir ithaline ilk tepki Ardahan’dan geldi. CHP Ardahan İl Başkanı Yalçın Taştan ile konuştum.

Başkan Taştan, ‘’Trakya’daki, Ardahan’daki, peynir üreticisi dururken; bölgemizde süt sudan ucuzken;Türkiye'deki çiğ süt üreticisi yerine Venezuela'daki yani yabancı üreticiye destek verilmesi ne akla hizmettir?

200'e yakın peynir çeşidiyle dünya geneli peynir üretiminde ilk onda yer alan, Türk üreticisine destek verilmesi yerine Venezuela'dan peynir ithal edilmesi ‘’yerlilik  ve millilik’’ iddiasında bulunanların gerçek yüzlerini halkımıza göstermektedir.’’ Dedi.

CHP Ardahan İl Başkanı Yalçın Taştan’ın basın açıklamasına İl Belediye Başkanı Faruk Demir, il ve ilçe örgütleri partililer ve kalabalık üretici kesimin katıldığı görüldü.

OLAYDIŞİŞLERİ BAKANI ÇAVUŞOĞLU ZİYARETİNDEN SONRA GÜNDEME GELDİ

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun birkaç gün önce Venezüella ziyaretinden hemen sonra Venezüella’dan ithal edilebilecek ürünler arasında taze peynirden pirince, yulaftan ayçiçeği tohumuna kadar çok sayıda ürünlerin ithalatında tarife kontenjanı uygulanmasına ilişkin Cumhurbaşkanı kararı 21 ağustos 2020 tarih ve  31220 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi.

Haber Cumhuriyet Gazetesi’nin internet sitesi cumhuriyet.com.tr’de geniş yankı uyandırdı. Buna göre; ‘’ Bu 500 ton taze peynir, 500 ton eritme peynir, 500 ton diğer peynir, bin ton pirinç, 2 bin ton yulaf, 400 ton yerfıstığı, bin ton rep veya kolza tohumları, 5 bin ton ayçiçeği tohumu, 2 bin ton hint yağı tohumu, 2 bin ton susam tohumu, 2 bin ton aspir, 200 ton yağlı tohum, 1500 ton çikolata ve kakao içeren diğer gıda müstahzarları ithal edilebilecektir.’’

İthalat, Eski Devlet Başkanı Hugo Chavez'in ülkesi Venezüella’dan yapılması da ilginç! İsmi uzun süre krizlerle protestolarla duyulan OPEC petrol rezervlerinin yüzde 24.8’ine sahip olan bir ülkeden yapılıyor.

Çavez’in kanser hastalığından ölümünden sonra otobüs şoförlüğünden sendikacılığa oradan da Devlet Başkanlığına yükselen, ABD’nin devirmek için yoğun çaba sarf ettiği Nicolas Maduro’nun ülkesinden bu ürünler ithal ediliyor.

ESKİ AKP’Lİ MİLLETVEKİLİ VE ZIRAAT MÜHENDİSLERİ ODASI BAŞKANI DA KARŞI

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası BaşkanıBaki Remzi Suiçmez, “1980’lerden beri dış alıma dayalı, tarımsal KİT’leri kapatan, neo-liberal politikalar gündemde. Yapılması gereken kamucu tarım politikalarına geri dönüş olmalıdır.”Tespitinde. Bulundu.

AKP 22. Dönem Aydın Milletvekili ve Türkiye Hayvancılık Kooperatifleri Merkez Birliği (HAYKOOP) Başkanı Ahmet Ertürk de Venezuela’dan peynir ithal etme kararına sosyal medyadan yaptığı paylaşımla sert tepki gösterdi. Ertürk, 'Peynir yerine soya ve küspesi ithal edileydi keşke. Yem sanayi kullanıyor zaten. Peynir hangi akıl. ‘Ak köpeğin pamuk pazarına zararı var.’ Derler.” İfadelerini kullandı.

AKLIMA ÖZAL DÖNEMİ BİR OLAY GELDİ

Özal dönemindeki ANAP hükümeti bir gece vakti bir kararname çıkardı. ‘’Terlik Kararnamesi’’ diye çok konuşuldu. Kararnameye bir gece yürürlükte kaldı. Özal’a yakın bir uyanık şirket ertesi gün daha önceden üretip depoladığı terlikleri topluca ihraç ederek köşeyi dönmüştü! Kararnamenin sadece bir gece yürürlükte kalması yetmişti Devleti soymaya! Aynı şey aklıma geldi.

Acaba bir yerlere yakın bir uyanık bu olayı tezgahlayıp köşeyi mi dönecek? Böyle olaylar o kadar çoğaldı ki artık sıradanlaştı!

Sabri Arpaç

sabriarpacymm@gmail.com

 

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°