Planlar Kapalı Kapılar Ardında Yapılamaz
Manşet Haber 28.04.2013 08:11:49 0

Planlar Kapalı Kapılar Ardında Yapılamaz

Planlar Kapalı Kapılar Ardında Yapılamaz

Adana)Ulus)--nazim_bicerTMMOB Adana İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Nazım Biçer,  Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Mersin-Karaman 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planının TMMOB Şehir Plancıları Odası’nın açtığı dava ile iptal edilmesinin sonucunda,  yerel dinamikleri katmadan başlattığı Mersin-Adana İllerini kapsayan bölgesel plan hazırlama sürecine müdahil olacaklarını açıkladı.


Nazım Biçer, her iki kentin geleceğini yakından ilgilendiren bu planlanma sürecinde, Adana’da henüz yerel dinamikleri kapsayacak bir çalışma başlatılmadığını, Mersin’de ise, Valiliğin plan üzerine görüş ve öneriler almak üzere TMMOB Mersin İl Koordinasyon Kurulu ve Meslek Odalarının temsilcileriyle bir görüşme yaptığını anımsattı. Biçer, gelişmeler üzerine Mersin ve Adana TMMOB İl Koordinasyon Kurulu Üyelerinin ortak bir toplantı yaparak, bölgede önemli değişim ve dönüşüme neden olacak planın değerlendirildiğini, süreçle ilgili kamuoyunun dönem dönem bilgilendirilmesi kararının alındığını kaydetti. Biçer, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:

SORUMLULUK ALMAYA HAZIRIZ

“Çevre düzeni planları, hangi sektörlere ağırlık verileceğini tespit eden, tarım ve orman arazilerinin, enerji kaynaklarının kullanım şeklini belirleyen, çevresel, ekonomik, sosyal, toplumsal yaşamın niteliğini etkileyen özellik taşımaktadır. Her şeyden önemlisi gelecek kuşaklara nasıl bir kent bırakılacağının, yani kentlerin geleceğinin nasıl şekilleneceğinin emaresini taşımaktadır. Çevre düzeni planı doğru kurgulanabilirse, kentlerin gelişimine katkısı olacak, insanlar için yaşanabilir kentlerin oluşması sağlanacaktır.

Dolayısıyla, çevre düzeni planları “kapalı kapılar ardından” çıkarılmalı, demokratik katılım esasıyla kent bileşenlerine açılmalıdır. Kentliler nasıl bir kentte yaşayacaklarına ve sonraki kuşaklara nasıl bir kent bırakacaklarına kendileri karar vermelidir. Yerel demokrasinin gereği budur.

Ne yazık ki, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Adana-Mersin bölgesel çevre düzeni planı hazırlama sürecini Adana yerel dinamiklerine, Meslek Odalarına, üniversitelere, sivil toplum örgütlerine kapatmış görünmektedir; kentlilerin görüş ve önerilerini alma ihtiyacı duymamıştır; “ben yaptım oldu” anlayışı hakimdir ki, bu, kentsel planlamanın özüne, ruhuna ve demokratik kabullere aykırılık taşımaktadır.

Ancak TMMOB Adana ve Mersin İl Koordinasyonu Üyeleri olarak bizler, kentsel planlamayla ilgili ortak çalışmalarımızı sürdüreceğimizin bilinmesini istiyoruz. Amacımız açık ve nettir: Kentsel kimliğimizi koruyacak, kültürel zenginliklerimizi geliştirecek, tarihi değerlerimizi geleceğe aktaracak, doğal ve çevre kaynaklarının doğru kullanıldığı, doğayla dost, sürdürülebilir gelişmeyi ve kalkınmayı sağlayacak, sağlıksız yapılaşmayı ve büyümeyi önleyecek bir plan yaratılmalıdır. Biz mühendis, mimar ve şehir plancıları olarak, mesleki bilgi ve birikimimizle kentsel ve çevresel geleceğimizi yakından ilgilendiren plan hazırlama sürecinin asli unsuru olduğumuzu ve çalışmalara müdahil olacağımızı kamuoyuna duyuruyoruz; kararlıyız, ısrarcıyız.

Amacımız gibi çağrımız da açık ve nettir: Adana ve Mersin’in ortak bölgesel planlama süreci içinde bulunduğunu kamuoyuyla paylaşarak, mesleki ve sivil örgütlenmeleri planın doğru, sağlıklı ve ihtiyacı karşılayacak nitelikte olmasını sağlamak için fikir üretmeye, çalışmaları ortaklaştırmaya, ortak çalışma yapmaya davet ediyoruz. Adanalılar olarak bu planlama sürecinde, gerek kurumsal gerek kişisel düzeyde aktif yer almalıyız.

Adana’da, kentimizin geleceğini doğrudan etkileyecek olan planlama sürecine tüm yerel inisiyatiflerin aktif yer almasını sağlayacak bir zemin yaratılmalıdır. Bu konuda da en önemli görev Adana Valiliğine düşmektedir. Bizler TMMOB Adana İl Koordinasyon Kurulu olarak katkı sağlamaya hazırız. Bu kapsamda planlama ile ilgili detaylı öneriler oluşturmak doğrultusunda çalışmalarımız başlatılmıştır.

Başta yerel basın olmak üzere kentlilik bilincine sahip olan, kente ve geleceğimize dair hassasiyet taşıyan herkese ve her kuruma önemli görev düşmektedir. Şimdi bölgemiz için sorumluluk alma zamanıdır.”

 


YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°