PROBLEM BİLİNCİ EKSİKLİĞİ: SAHİ SORUN NE, DOĞRU POLİTİKA NE OLMALI?

PROBLEM BİLİNCİ EKSİKLİĞİ: SAHİ SORUN NE, DOĞRU POLİTİKA NE OLMALI?


“Şaşkın ördek gibi daldım çöllere.” Göllere dalmak yerine şaşırıp karaya oturan ördeğin hikayesi diyelim. 14 Mayıs’tan sonra bu şaşkınlık memlekette daha da tepe yapmış durumda.





Sahte sorunla hakiki sorun karıştırılırsa, şaşkınlık insanlığın başına bela olur, insan bir vahim durumdan bir başka vahim duruma düşer, daha kötüsü enerjisini bu şaşkınlığı içerisinde tüketir, bitkin düşer, telef olur. U. Nutku’ya göre kaygan zeminlerde çapraz ilişkilerden bir problem bilinci çıkmaz. Bilimde, felsefede şaşırmak değil meraktır esas olan. O da daha en baştan problem bilinciyle başlar.





28 Mayıs’ta başkanlık seçiminin ikinci turu olacak. Erdoğan söylemi “kimlik” ve “terör” üzerinden kilitlemeye çalıştı, Kılıçdaroğlu dinciliği dengeleyeyim derken savrulup tümden milliyetçi söyleme, sığınmacı söylemine, Erdoğan’ın istediği “kimlik” söylemine, hem de çok geri bir noktadan düştü. Halk ne görüyor ne bekliyor, sahisi doğrusu ne, ne yapmalı?





HALKIN DOĞRU OKUDUĞU SORUN 1: YOKSULLAŞMANIN ‘HAK TEMELLİ’ EKONOMİ POLİTİKLE AŞILMASI





Halkın neredeyse son 8-10 yıldır her geçen gün daha da zorlaşan yaşam pahalılığı, enflasyon ve genç işsizliğine karşısında doğru düzgün bir işe ve ücrete/kazanca ulaşma, özellikle de çocuklarının iş-geçimini güvence altında görme derdi, kirasını ödeyebilme derdi, çocuklarının ileride belli bir refaha ulaşabilme, konut ve otomobil sahibi olabilme hayalleri en temel önceliklerini oluşturuyor. Orta sınıf tümden eridi, tüm halk giderek daha da yoksullaşıyor.





Ne yazık ki bu yanlışlar sığınmacılardan da kaynaklanmadı, o da başka dış politika hatalarının sonucu, işi şaşırmayalım, şaşırtmayalım.





Yoksullaşmanın ve iktisadi sorunların çözümü iktisadi olup çözümü üretim ve hak temelli ekonomi politikten geçiyor.





HALKIN BİRAZ YONTARAK OKUDUĞU SORUN 2: HIRSIZLIĞIN HAKSIZLIĞIN LİYAKAT VE DENETİMLE AŞILMASI





Halkın büyük çoğunluğu hırsızlıktan, liyakatsizlikten, rüşvetten, iltimastan, torpilden çok muzdarip mi, bunları dert ediniyor mu, onu bilemiyorum, ama sonuçlarından yakından etkilendiğinin farkında bulunuyor. Torpil, nema bulan işin keyfinde, bulamayan bulma derdinde, ancak küçük bir grup bunları önlemeye çalışıyor. Partilerin kendi milletvekili adaylarının çoğu bile çabasına projesine liyakate göre değil “adamlık sadakatine” göre belirleniyor, resmi dairelerde bile kadrolar tarikatlara partizanlığa göre belirlenmiş bulunuyor.





Yine de işin doğrusu hak hukuk adaletten, bunların somutlaşması liyakat ve denetimden geçiyor.





HALKIN YARI DOĞRU OKUDUĞU SORUN 3: BİLİNÇ ŞAŞKINLIĞININ ‘BİLİMSEL’ EĞİTİMLE TEDAVİSİ





Önce yanlış nerde diye soralım. Yanlış bilgi bilinçte bulunuyor, bilinç eksikliğinde bulunuyor.  Bilim ve eğitim sorunu sanki “milliyetçilik” sorunuymuş gibi, sanki “dinden uzaklaşma/ dincilik” sorunuymuş, dahası sanki mezhep, demografi ve sığınmacılık sorunuymuş gibi görülmesinden kaynaklanıyor.





Halk sorunun kaynağını biraz görüyor; eğitim ve bilimden uzaklaşmanın yol açtığı eksiklikleri, eğitim ve bilim eksikliğini hissediyor ama diğer yandan halkın bir kısmı eğitim sorununun çözümü sanki kimlik inkarındaymış gibi bunu kimlik inkarı ile karıştırıyor, eğitim sorununa kimlik inkarcılığı sorununu da ekliyor. 





Oysa bu ikisi iki farklı alanı oluşturuyor, eğitimde nitelikli eğitimle ana dillerinde çift ve çok dilli eğitim iki farklı sorun alanı ve her ikisi de çözülmesi gerekiyor. Eğitimde nitelik sorunu bilimsel eleştirel eğitimle çözülebilir, ana dilinde eğitim sorunu ise çok dilli eğitimle çözülebilir -en azından iki farklı sorun alanı olarak üzerine araştırılması ve politikalar üretilmesi gerekir.





Eğitim ve bilim alanında yapılması gereken doğru düzgün okul üniversite, doğru düzgün eğitim bilim politikaları ve olanaklarının geliştirilmesi, tüm halka eşit şartlarda sunulabilmesidir.





HALKIN YARI DOĞRU OKUDUĞU SORUN 4: ‘KÜRTÇE/ KÜRTLÜK’ İNKARININ ‘ÇOĞULCU’ DEMOKRASİYLE TEDAVİSİ





“Kürt” sorunu en az iki boyutu olan bir sorundur: Kişi hakları ve kültürel haklar. Kimlik sorunları öncelikle bir özgürlük sorunudur; her iki düzeyin de soruna dönüşmesi daha çok “inkar” politikalarına dayanan negatiflikten kaynaklanmaktadır, negatif bir sorundur. “İnkar” sorunu inkar edende çözülmesi gerekir, bu da inkarcılıkla değil, ön yargılarla ve dışlamalarla değil, ancak dahil ederek, özgürlüklerle ve çoğulculukla çözülebilir. Kürtçe veya farklı bir dil kimlik boyutu, kamusal alanda, hukuki ve resmi düzeyde özgürlükçü çoğulcu demokrasi ve yurttaşlık anlayışı ile çözülebilir.





Tartışılması ve savunulması gereken çoğulcu bir demokrasidir.





HALKIN YARI DOĞRU OKUDUĞU SORUN 5: DİNİ KİMLİK, CİNSEL KİMLİK VE TOPLUMSAL CİNSİYET DAYATMASININ ‘İFADE VE YAŞAM BİÇİMİ’ ÖZGÜRLÜKLERİYLE AŞILMASI





Türkiye’de, Ortadoğu’da veya dünyada kimlik temelli sorunlar öncelikle yaşam biçimlerine ve ifade özgürlüklerine yönelik kısıtlama ve müdahalelerden kaynaklanmaktadır. Dini kimlik, cinsel kimlik, toplumsal cinsiyet dayatmalarının ortaklaştığı nokta özgürlüklerin inkarı, özgürlük düşmanlığıdır. Dini kimlik, cinsel kimlik veya cinsiyet dayatmalarının, genel olarak kimlik odaklı ön yargı ve ayrımcılıkların aşılması ise öncelikle yaşam biçimi, düşünce ve ifade özgürlüklerinden geçmektedir.





Doğru politika ve yapılması gereken özgürlüklerin garanti edilmesidir.





POLİTİKACIYA DÜŞEN: İKTİSADİ SORUNLARIN ÜRETİM VE HAK TEMELLİ, YOLSUZLUKLARIN DENETİM TEMELLİ, YURTTAŞLIK SORUNLARININ DEMOKRASİ, ÇOĞULCULUK VE ÖZGÜRLÜK TEMELLİ ÇÖZÜLMESİ





Sorun tanımı ve bilincinin eksikliği şaşkınlığa yol açmaktadır. Kılıçdaroğlu ve hemen tüm politikacıların şaşkın ördek gibi çöllere dalmaması veya sığ sularda gemiyi karaya oturtmaması için gittiği yönden geriye dönüp doğru yönde yol alması gerekir.





Özetle içerik olarak da yol yöntem olarak da barınma, geçim, sağlık sorunları ve iktisadi sorunların üretim, hizmet, hak, özlük temelli, yolsuzlukların haksızlıkların denetim temelli, eğitim sorunlarının bilim ve eleştirel düşünce temelli, kimlik ve yurttaşlık sorunlarının demokrasi, çoğulculuk ve özgürlük temelli çözülmesidir. Söylem ve politikaların da bu eksenlere çekilmesi gerekir.



Adnan Gümüş

26.05.2023 22:06:08

YAZARLAR


ADANA’DAN DÜNYAYA SEVGİ, DOSTLUK VE BARIŞ MESAJI

SEYHAN NEHRİ ÜZERİNDE VOLEYBOL, TENİS VE KONSER

ANADOLU EMEKLİLER DERNEĞİNDEN DAYANIŞMA

YÜREĞİR BELEDİYESİ PORTAKAL ÇİÇEĞİ KARNAVALI’NDA

KAYIP ALTIN KEMER ŞAMPİYON GÜREŞÇİDE

ULUSLARARASI FOTOĞRAFLAR ADANA TEPEBAĞ’DA GÖRÜCÜYE ÇIKTI

ÇALIŞANLAR ARTIK ‘RUH SAĞLIĞI İZNİ’ DE ALIYOR!

ABB BAŞKANI MEZUN OLDUĞU LİSAYİ ZİYARET ETTİ

TEKİN: MUHTARLARIMIZLA HİZMET SÖZLEŞMESİ YAPACAĞIZ

ADANA PORTAKAL ÇİÇEĞİ KARNAVALI’NDA REKOR MERT DEMİR KONSERİNDE

BU BESİNLER, ALZHEİMER VE PARKİNSON RİSKİNİ AZALTIYOR!

"YANGINDAN MAL MI KAÇIRIYORSUNUZ?"

DÜNYA SANAT GÜNÜ’NDE ÜÇ SANATÇIYA ÖDÜL

İLACA ERİŞİM ENGELLENEMEZ!

BİRİKTİRME HASTALIĞI BELİRTİLERİ!

ADANA PORTAKAL ÇİÇEĞİ KARNAVALINDA HER GÜN ETKİNLİK

A.KADİR KAÇAR YAZDI/ DDY ÇILDIRMIŞ OLMALI...