PUSETLİ AİLELER SAKIP SABANCI MÜZESİ’NDE
Manşet Haber 13.07.2021 02:47:39 0

PUSETLİ AİLELER SAKIP SABANCI MÜZESİ’NDE

PUSETLİ AİLELER SAKIP SABANCI MÜZESİ’NDE



Sakıp Sabancı Müzesi (SSM) Öğrenme Programları kapsamında SSM’in gelenekselleşen Pusetli Aileler etkinliği, Temmuz ayında duyu ve sanat atölyelerine ev sahipliği yapıyor.
18-36 ay aralığındaki bebek ve küçük çocuklara yönelik düzenlenecek üç farklı atölyede çocuklar, ebeveynleriyle birlikte SSM’nin bahçesinde sanatla içiçe keyifli zaman geçirebilecek.
Pusetli Aileler etkinliği, ışık, renk ve doku elemanlarına odakla hazırlanarak sanat eserleri üzerinden çocukların duyularını harekete geçirmeyi, oyun ve egzersizler yoluyla onların fiziksel, duygusal, bilişsel gelişimlerine katkıda bulunmayi amaçlıyor. Atölye aynı zamanda sanat aracılığıyla ebeveynler ve bebekleri arasında bir bağ kurma imkânı da sağlıyor.
İlk atölye 13 Temmuz Salı günü Müzede Şekil Avı başlığında düzenlenecek. Henri Matisse’in (1869-1954) Salyangoz (1953) adlı eserinden hareketle hazırlanan atölyede çocuklar, duyu kutularındaki şekilleri keşfedecek ve bunları birleştirerek kendi salyangoz figürlerini oluşturacak. Atölye, Matisse’in bahçelerinin renklendirme çalışmasıyla sona erecek.
29 Temmuz Perşembe günkü Müzede Renk Avı atölyesinde ise Vincent van Gogh’un (1853-1890) fırça darbelerinden ilham alan atölye, değişik türlerde çiçeklerin olduğu duyu kovası çalışmasıyla başlayacak, çocukların tasarladıkları buketlerle vazolar süslenecek ve program büyük fırçalarla yapılan canlı renk alıştırmalarıyla tamamlanacak.
Pusetli Ailelerin Temmuz ayındaki son programı 30 Temmuz Cuma günü olacak. Müzede Doku Avı atölyesinde değişik fırça kullanma teknikleri Pierre Auguste Renoir (1841-1911) eserleri üzerinden öğretilecek. Çocukların farklı dokularla ilgili alıştırmalar yapacağı atölyede Renoir’ın eserlerinde sıkça görülen şapkaların benzerleri süngerden yapılacak ve öğrenilen fırça teknikleri uygulanacak.
Atölye malzemelerinin SSM tarafından karşılanacağı Pusetli Aileler Etkinliği ücretli olup kayıtlar SSM web sitesinden üzerinen yapılabilecek.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°