Şaban Baş havacılık akademisi kurdu
Manşet Haber 5.09.2012 18:19:32 0

Şaban Baş havacılık akademisi kurdu

Şaban Baş havacılık akademisi kurdu

Adana Ticaret Odası eski Başkanlarından ve son genel seçimlerde Ak Parti Adana Milletvekili Adayı olan Şaban Baş, hava yollarına pilot yetiştirmek için ruhsatlarını aldıklarını söyledi.
Türkiye’nin pilot açığını kapatmak üzere 2012 yılında pilot eğitimine başlamayı planladıklarını daha önce açıkladıklarını ifade eden Baş,’’Türkiye’nin pilot açığını kapatmak için her yıl 300 ila 500 pilotun yetişmesi gerekir. Dünyadaki pilot açığı ise 20 bindir. Bu açığı kapatmaya katkıda bulunmak için Barış Havacılık Akademisi olarak pilot eğitimini başlatmak için ruhsat almayı bekledik ve ruhsatı da alarak pilot eğitimine başladık” dedi.
Adana’da verilecek eğitim ile bölgesel havacılığın destekleneceğini, ayrıca bu hizmetin tüm ülkeye ve bölgeye yararı olacağını kaydeden Baş, “Yapacağımız pilotluk eğitiminin yanı sıra bakım ve onarım hizmetini de sürdüreceğiz. Jar 145 yetkisi alarak Türkiye’deki bakım,onarım ve pilot açığına bir nebzede olsa kapatmaya katkıda bulunmaya çalışacağız” dedi.
Bu konuda Çukurova Üniversitesi ile protokol yapılarak hem eğitimi ve hem pilotajı uluslararası düzeye taşımak için deneyimli pilot öğretmenleri okulu kurduklarını belirten Baş, “Hemen kayıtlara başlayacağız. Cessna 172 tipi modern uçaklarla eğitimlerimizi sürdüreceğiz’’dedi.
Barış Havacılık Yönetim Kurulu Başkanı Şaban Baş, hususi pilot kursunu tamamlayanlara 12 ayda, hava yollarına geçecek pilotlara ise 18 aylık eğitimini tamamladıktan sonra APTL Frozen pilot lisansı verileceğini bildirdi.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

35.8° / 20.3°