SADECE PAMUK İTHALATI İÇİN 24 MİLYAR DOLAR ÖDENDİ
Manşet Haber 11.10.2021 01:01:24 0

SADECE PAMUK İTHALATI İÇİN 24 MİLYAR DOLAR ÖDENDİ

SADECE PAMUK İTHALATI İÇİN 24 MİLYAR DOLAR ÖDENDİ

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ayhan Barut, AKP'nin 2003-2020 döneminde 14 milyon ton pamuk ithal ederek 24 milyar dolar ödediğini söyledi. Tarımsal üretimde yaşanan sorunları ve fiyat dengesizliğinin yanlış tarım politikalarından kaynaklandığını belirten Barut, 'YAşanan sorunların nedeni AKP'nin ithalata dayalı ve yanlış politikalarıdır' dedi.
AKP iktidarı sürecinde Türkiye tarımına çok ciddi zararlar verildiğini, uygulanan politikaların çıkmazı büyüttüğünü aktaran Barut, 'Maalesef ülkemiz tarımda net ithalatçı konumuna düşürülmüştür. AKP'nin 2003-2020 döneminde tarımda 83 milyar dolar ihracat yaparken ithalatımız ise 114 milyar dolara ulaşmıştır, 31 milyar dolar paramız dışarıya fazladan gitmiştir' diye konuştu.
'ÜRETİM ALANI YARI YARIYA AZALDI'
Pamukta yaşananları anlatarak tarımın ve çiftçinin sorunlarına acil çözüm bulunmasını isteyen Ayhan Barut, şunları kaydetti:
'Ülkemizde pamuk ekim alanları 1998-1999 döneminde 757 bin hektardı. AKP iktidarı ile birlikte çiftçinin tarımdan hızla uzaklaşmaya başlamasından kaynaklı pamuk ekim alanları bu sezon 360 bin hektara kadar geriledi. AKP, üretime ve üreticiye destek vermiyor. Onlar, sürdürülebilir ve planlı üretim yerine tüketime ve ithalata dayalı bir tarım politikası izliyor. TÜİK verilerine göre ülkemiz 2020 yılında 1.7 milyar dolar değerinde 1 milyon 81 bin tonluk pamuk ithalatı yaptı. Bir sene önce yani 2019 yılında 951 bin ton pamuk ithalatına 1.6 milyar dolar gitti. AKP'nin 2003-2020 döneminde 14 milyon tonluk pamuk ithalatına 24 milyar dolar ödendi. Pamukta bugün görece yüksek seyreden fiyatların sorumlusu AKP'nin iş bilmez ve yanlış tarım politikalarıdır. Kaldı ki dünya borsalarında işlem gören bir ürün olan pamukta fiyatlar, ülkemizde hep bu rakamların altında kalmıştır. Çok uzun yıllardır pamukta ettiğinden kazanamayan çiftçinin bugün görece yüksek olduğu söylenen fiyatlara rağmen fahiş oranda artan maliyetlere oranla kazançlı çıktığı tartışmaya açık bir konudur. Tarımsal üretimde kullanılan gübre, mazot, tohum ve zirai ilaç gibi temel girdilerde dışa bağımlılık önlenmeli, çiftçiyi ve üretimi bodrum escort bayan merkeze alan adımlar hızla atılmalıdır.'

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°