SAĞLIKÇILAR 1 DAKİKALIK ALKIŞ EYLEMİ YAPACAK
Manşet Haber 19.05.2020 18:18:07 0

SAĞLIKÇILAR 1 DAKİKALIK ALKIŞ EYLEMİ YAPACAK

SAĞLIKÇILAR 1 DAKİKALIK ALKIŞ EYLEMİ YAPACAK






Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, salgın sürecinde büyük özveriyle görev yapan sağlık çalışanlarına üç ay boyunca tavandan performans ödemesi yapılacağını duyurmuştu. Ancak maaşlara yansıtılan ek ödemeler arasındaki adaletsizlik sağlık çalışanlarının tepkisine yol açtı.





Cumhuriyet Gazetesi’nden Sibel Bahçetepe’nin haberine göre, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 23 Mart’ta yaptığı açıklamada, salgın sürecinde büyük özveriyle görev yapan sağlık çalışanlarına üç ay boyunca tavandan performans ödemesi yapılacağını duyurmuştu. Ancak maaşlara yansıtılan ek ödemeler arasındaki adaletsizlik sağlık çalışanlarının tepkisine yol açtı. Maaşlarına 1 ile 5 kuruş arasında ek ödeme yatırılmasına isyan eden üniversite ve eğitim araştırma hastanelerinde çalışan sağlık emekçileri yarın saat 12.30’da “Bir dakikalık alkış” eylemi yapacak.  





İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa (İÜC) Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi Acil servis röntgen sorumlusu olarak çalışan Heybet Aslanoğlu, “Ek ödeme dedikleri bu ay benim maaşıma 00.1 kuruş yattı. Sağlık çalışanlarının ödemeleri arasında adaletsizlikler var, bir standart yok. Ek ödemenin neye göre yapıldığını bilmiyoruz. Pandemi süresi boyunca acilde çalıştım ve çalışmaya devam ediyorum, yani kovidin merkezindeyim. Bize ek ödeme yatmıyor ama hiç Kovid görmemiş, izinde olan kişiye bile 500 lira fark yatabiliyor” dedi. Aslanoğlu, çarşamba günü ek ödeme alamayan ya da çok düşük alan çalışanların başhekimliğe dilekçe vereceğini, gelen yanıta göre de hukuki yollara başvuracaklarını kaydetti. 





ALKIŞLI EYLEM VAR





CTF Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı Sekreteri olarak çalışan SES Aksaray Şube Eşbaşkanı Özkan Gökbayrak da 5 kuruşluk ek ödeme aldığını belirterek “Pandemi sürecinde her gün işe gittim, odamızı pandemi ile mücadele eden doktorlar ile paylaştık. Ama 00.5 liralık ödeme aldım. Çarşamba günü 12.30’da CTF önünde alkışlı 1 dakikalık eylem yapacağız. SES, bütün hastanelerde kendi bünyesinde alkış eylemi gerçekleştirecek. Sağlık Bakanlığı’na bağlı hastanelerde de benzer sorunların yaşandığını duyuyoruz. Sağlık emekçilerinin talebi üç ay sürecek adaletsiz ek ödeme değil, insanca yaşam için temel ücret artışıdır. Yoğun bakımda yalnızca hemşire ya da doktorlar çalışmıyor, orada temizlik personeli, hasta bakıcı da var. Eşit şekilde bu ücretlerin verilmesinden yana olduk çünkü aynı yükü taşıyan sağlık çalışanlarıyız. Alkış değil, çalışanların haklarının verilmesini talep ediyoruz” diye konuştu.





 



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°