SAHNEYE BİR KERE ÇIKTIK, BİR DAHA İNMEYİZ
GÜNCEL 1.04.2018 18:01:14 0

SAHNEYE BİR KERE ÇIKTIK, BİR DAHA İNMEYİZ

SAHNEYE BİR KERE ÇIKTIK, BİR DAHA İNMEYİZ

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana İl Kadın Kolları Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) 18 Mart Çanakkale Anması için hazırlanan tiyatro gösterisinin kadın oyuncularının sahneye çıkışının engellenmesine sert tepki gösterdi. İl Kadın Kolları Başkan Yardımcısı Türkan Pehlivan, “Kadına, laikliğe, özgürlüğe düşman bu zihniyeti kabul etmiyoruz, sorumlular derhal istifa etsin” dedi.
CHP Adana İl Başkanlığı Ahmet Albay Toplantı Salonu’nda Adana İl Başkanı Ayhan Barut, Adana Milletvekili Zülfikar İnönü Tümer, İl Disiplin Kurulu Başkanı Ramazan Atikaslan, İl yöneticileri ve partililerin katılımıyla gerçekleştirilen basın açıklamasında İl Başkanı Barut, kadınları Cumhuriyet döneminin gerisini götürmek isteyenlerin amaçlarına hiçbir zaman ulaşamayacağının altını çizdi.
Kadınlarla erkeklerin eşit haklara sahip bireyler olduğunun altını çizen Barut, “Her geçen gün kadınları ötekileştiren, ikincileştiren, Cumhuriyet devrimlerine ve yasalarımıza aykırı, insanlık dışı girişimlere daha fazla tanık oluyoruz. Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün izini takip eden Cumhuriyetin aydınlık, çağdaşlıktan, özgürlükten yana yurttaşları bu gerici zihniyetin amacına ulaşmasına asla izin vermeyecek” dedi.
TÜMER: KABULLENMEK MÜMKÜN DEĞİL
TBMM çatısı altında kadınların yok sayılmak istenmesinin kabul edilebilir bir durum olmadığını dile getiren Adana Milletvekili Zülfikar İnönü Tümer de, “Bu hepimiz için çok büyük bir üzüntü. Her gün kadın cinayetleri ve cinsel saldırılarla, onun da ötesinde çocuklara cinsel istismar vakalarıyla karşı karşıyayız. Diyanetin ahlaktan, erdemden, onurdan, saygınlıktan bahsetmeyi bir kenara bırakıp sadece cinsellik üzerine fetva veren bir kurum haline gelmesi Türkiye’nin içinde bulunduğu durumun, inancımızı ne kadar kötüye kullandıklarının, insanı nasıl ayrıştırdıklarının bir örneği. Bunu kabullenmek mümkün değil. Bu anlamda kadın kollarımızı gerçekten yürekten kutluyorum. Ataol Behramoğlu’nun şiirinde söylediği gibi ‘sessizlik aslında yenilmenin kendisidir, kabullenmektir’. Bu çığlık çok önemli, bunu kabul etmek mümkün değil. Bunu güçlendirerek, hepimizin bir insan, birey olduğunu herkese anlatmamız gerekiyor” diye konuştu.
“ANAYASAYA AYKIRI”
TBMM’de sahnelenen tiyatro oyununun kadın oyuncularının Meclis Başkanlığı tarafından engellendiğini anımsatan İl Kadın Kolları Başkan Yardımcısı Türkan Pehlivan. “Günler öncesinden gece yarılarına kadar prova yapan kadınlar, gösteriye bir saat kala sahneye alınmadı. Atatürk’ün resimlerinin bile istenmediği oyunun süresi 12 dakikadan 4 dakikaya düştü, erkek oyuncular sahnede oyunu sergilerken, kadın oyuncular konukların arkasında merdivenlerin üzerinde bekletildi. 29 Mart günü gerçekleşen bu olay; kadın erkek eşitliği, kadın hakları ve laiklik adına kabul edilemez. Kadın oyunculara yönelik bu uygulama Anayasa’ya aykırıdır” dedi.
“SAHNEYE BİR KERE ÇIKTIK, BİR DAHA İNMEYİZ”
Kadın ve erkeği bir arada görmek istemeyen zihniyete seslenen Pehlivan, “Biz sahnenin tozunu birbirine katan Afife Jale’nin torunlarıyız, sahneye bir kere çıktık bir daha inmeyiz. Biz kadınlar Atatürk’ün kurucusu olduğu, kadınların seçme ve seçilme hakkını aldığı Millet Meclisi’nde uygulanan çağdışı bu kararı protesto ediyoruz, sorumlular derhal hesap versin” diye konuştu.
Türkiye’de kadınların Cumhuriyet devrimleriyle özgür ve erkeklerle eşit bireyler olduğunun altını çizen Türkan Pehlivan, “Kadınlar ne zaman ne isterlerse onu yaparlar, kadınları karanlığa, evlere hapsetmenize izin vermeyeceğiz. Yaşamın her alanında; sahnede, sokakta, siyasette, bilimsel çalışmalarda her yerde varız ve var olmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Laiklik ve kadın düşmanlığı yapan yetkililere istifa çağrısı yapan Pehlivan şunları söyledi:
“Ortaçağ sizin olsun biz sahne ışıklarını seviyoruz. Biz kadınlar inmeyeceğimiz sahneden laiklik ve kadın düşmanlığı yapan tüm yetkilileri istifaya çağırıyoruz. Yasaklar mücadelemizi durduramaz, yaşasın kadınlar.”

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°