ŞALGAM VE SİMİT İLE DİKKAT ÇEKTİLER
GÜNCEL 18.10.2020 22:36:12 0

ŞALGAM VE SİMİT İLE DİKKAT ÇEKTİLER

ŞALGAM VE SİMİT İLE DİKKAT ÇEKTİLER

Seyhan Belediyesi Çevre ve Koruma Kontrol Müdürlüğü “Dünya Gıda Günü” nedeniyle gerçekleştirdiği etkinlikle halka Adana şalgamı ve simit dağıtarak Gıda hijyenine dikkat çekti.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütünün bu yıl için “Büyütelim, Besleyelim, Hep birlikte Sürdürelim” temasıyla kutladığı “Dünya Gıda Günü”nde Seyhan Belediyesi de gıda da hijyene dikkat çekmek amacıyla bilgilendirme içerikli etkinlik gerçekleştirdi.

Gerçekleşen etkinlikte vatandaşa “Yerel olanı tercih edin” temasıyla kısa süre önce tescil edilen Adana Şalgamı ve simit ikramı yapıldı. Seyhan Belediyesi Çevre ve Koruma Kontrol Müdürlüğünde görevli Gıda Mühendisleri de “Yerel olan ürünlerin tercih edilmesi”, “Ürünlerin yetişme mevsiminde tercih edilmesi” ve “Gıda hijyenine dikkat edilmesi” konularında bilgiler aktardılar.

HİJYEN DAHA ÖNEM KAZANDI

Covid-19 salgını nedeniyle hijyenin daha da önem kazandığına vurgu yapan Seyhan Belediyesi Çevre ve Kontrol Müdürlüğünde görevli Gıda Mühendisleri vatandaşa şu uyarılarda bulundular;

“Gıda hijyeni; gıdanın kullanım amacı dikkate alınarak tehlikenin kontrole alınması ve gıdanın insanlar tarafından tüketiminin uygunluğunun sağlanması için, gerekli her türlü önlem ve koşullar olarak tanımlanmaktadır. Herhangi bir gıdanın temizliği ve tümüyle hastalık yapan etmenlerden arındırılmış olması demektir. Gıda hijyeni için ilk olarak yemek yapmaya başlamadan önce ve sırasında ellerinizi sık sık yıkamak ve kullandığınız aletler ve tezgahı temizleyerek mikroplardan arındırmak gereklidir.  Özellikle et, kümes hayvanları ve deniz ürünleri gibi çiğ gıdalarda ve bunların sularında tehlikeli mikroplar olabilir. Bu tehlikeli mikroplar yemek hazırlama sırasında diğer gıdalara bulaşabilir.

Pişmiş ve çiğ gıdaları ve bu gıdaların bıçaklarını, doğrama tahtalarını, temizlik bezleri vb. aletleri ayrı tutulmalıdır.  Yapılan araştırmalar 70ºC’ye kadar ısıtılan gıdalardaki tehlikeli mikropların yok olduğunu ve bu yiyeceklerin yenmesinin güvenli olduğunu göstermektedir.   Pişmiş yemekleri oda ısısında 2 saatten fazla bırakmayın, yiyecekleri buzdolabında saklamaya özen gösterin.  Yiyecekleri buzdolabında olsa bile uzun süre saklamayın. Donmuş gıdaları oda ısısında bekleterek çözmeyin. Ezik, çürük olmayan taze gıdaları seçin. Son kullanma tarihi geçen gıdaları yemeyin”

Seyhan Belediyesi Çevre ve Koruma Kontrol Müdürlüğünde görevli Gıda Mühendisleri, “Dünya Gıda Günü” nedeniyle bilgilendirme çalışmalarını ilçenin farklı merkezlerinde gün boyu gerçekleştirdi.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°