Şampiyon ziyareti
Manşet Haber 26.04.2013 13:51:48 0

Şampiyon ziyareti

Şampiyon ziyareti

Adana(Ulus)--Erkekler 1 Lig A Klasman Play-Off maçlarında Adana Çukobirlikspor Hentbol takımı sezonu lider tamamlayarak Süper Lige yükseldi.

cbirlik_sayGençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü Fazlı Bayram Hadi 2012-2013 sezonunda Hentbol A Klasman  Play-Off şampiyonu olan Çukobirlikspor’un yöneticileri, antrenör ve sporcuları makamında kabul etti.

Çukobirlik Spor Kulübü Başkanı Bülent Dede “Lig boyunca kulübümüze maddi ve manevi katkılarını esirgemeyen maçlarımızda ve antrenmanlarımızda İl Müdürlüğünün bütün tesislerini hizmetimize sunan Fazlı Bey’e minnet borçluyuz” dedi.

Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü Fazlı Bayram Hadi “Çukobirlikspor’un 2012-2013 sezonunda Hentbol A Klasman Play-Off şampiyonu olmasından duyduğu memnuniyeti dile getirip, Çukobirlikspor kulübü köklü bir kulüp olup kurulduğu günden bu yana değişmeyen adıyla ve milli takıma kazandırdığı sporcuları ile öğünen müstesna bir kulüp hüviyetini taşımaktadır. Bu çizgide emin adımlarla daha güzele, daha iyiye ulaşacağınıza inanıyor tekrar bu başarınızdan dolayı Çukobirlikspor Hentbol takımımızı, kulüp başkanı, yöneticileri, antrenörleri ve sporcularımızı kutluyorum” dedi.

Ziyaret esnasında Şube Müdür’lerinden Kazım Tekin, Mahmut Kır, Cemal Demirağ, Mustafa Uyanık hazır bulundular.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°