Sarıçam’a İSO 9001 belgesi kazandıracağız
Manşet Haber 23.02.2014 12:47:54 0

Sarıçam’a İSO 9001 belgesi kazandıracağız

Sarıçam’a İSO 9001 belgesi kazandıracağız

cumaliyakan-sarıcamCumhuriyet Halk Partisi (CHP) Sarıçam Belediye Başkan Adayı Cumali Yakan,  Sarıçam’da yüzde 40 oy oranıyla seçimi kazanacaklarını söyledi.

Cumali Yakan, düzenlediği basın toplantısında, “Sarıçam’da meydan yok, yurt yok, yeşil alan yok, çocuk oyun alanları yok. Ticaret alanı yok. Ayrıca Sarıçam gecekondulaşma dışında hızla gündüz kondulaşmaya dönüyor” dedi.
Yüreğir Belediyesi Eski Başkanı Ahmet Ünal’ın büyük destek verdiği CHP sarıçam Belediye Başkan Adayı Cumali Yakan, Sarıçam’da başta ticaret alanı olmak üzere yedi yıldızlı otel projesiyle yeni bir imar çalışması yapacaklarını söyledi. Cumali Yakan, “Sarıçam’da çocuklarımızın, gençlerimizin önünü açacağız. Güzel ilçemizde yapılan küçük küçük parklar adeta uyuşturucu merkezleri haline gelmiş. Sarıçam’ın çehresini değiştireceğiz. Yaptığımız çalışmalarda bize olan güveni ve inancı görüyoruz. İlçede ‘CHP’ye oy vermem’ diyen hiçbir vatandaş yok. CHP çatısı altında Sarıçam’da yüzde 40 oy alarak seçimi kazanacağız. Böylelikle Büyükşehir Belediyesi’nin de CHP’li olması için büyük katkı sağlayacağız. Projelerimizi Büyükşehir Belediye Başkan Adayımız Yıldıray Arıkan’ı başkan yaparak kendisiyle birlikte hayata geçireceğiz” diye konuştu.
Sarıçam’da her alanda ilerleme sağlamak üzere sağlam adımlarla ilerlediklerini dile getiren Yakan, şunları söyledi:
“Bilgi, birikim ve vizyonumuzla bu işin üstesinden geleceğiz. Kozan Caddesi’ni ticaret alanı yapmaya kararlıyız. Sarıçam ormanında Türkiye’nin en büyük piknik alanını sosyal donatı alanlarıyla birlikte hayata geçireceğiz. Sarıçam’da her evde bir işsiz olduğu gerçeğiyle hareket edeceğiz. Gerçekleştireceğimiz ticaret merkezinin yanı sıra Çukurova Üniversitesi ve Organize Sanayi Bölgesi işbirliğiyle işsizlerimize tek tek iş arayacağız. Organize Sanayi Bölgesi’nin ve yeni yatırım alanlarının tüm altyapı çalışmalarını biz üstleneceğiz ve buralarda istihdam edilecek personelin Sarıçamlılar’dan oluşmasını sağlayacağız. İlçede geniş yollar açacağız. Üniversite öğrencilerinin ulaşımını kolaylaştırıp Sarıçam’da ikamet etmelerini sağlayacağız. Tarım alanlarında üretim yapan hemşehrilerimizin kolay Pazar bulmalarına ön ayak olacağız. El işi ürünlerini Türkiye’ye tanıtacağız.

“VERİMLİ ARAZİLERE DOKUNMAYACAĞIZ”
İşsizliğe çare olmak için vargücümüzle çalışacağız. Belediyeye İSO 9001 belgesi almak için başvuru yapacağız. Bu belge ile sürdürülebilirliği esas alacağız. Gelişim alanı tıkalı olan Adana’daki gelişimin Sarıçam’la gerçekleşebileceğini her kesime kanıtlayacağız. Kentsel dönüşümden önce geniş alanlara sahip Sarıçam’ı görmemiz gerekiyor. Sarıçam, gelişime açık bir ilçe ve biz bu ilçeyi örnek yapmakta kararlıyız. Ayrıca kuzeydeki verimli tarım arazilerini koruyacağız. İmar planlarını daha çok Sarıçam’ın kuzeyine, yani verimsiz topraklardan oluşan bölgeye kaydıracağız. İncirlik tarafı verimli arazilerden oluşuyor ve buralara çok fazla imar izni vermeyeceğiz. Ayrıca Organize Sanayi Bölgesi’ndeki verimsiz arazileri imara açacağız. Sarıçam’ın doğusundaki verimli tarım arazilerine dokunmayacağız.”

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°