SARIÇAM’DA DEMİR HIRZISLIĞI
Manşet Haber 12.01.2021 16:20:02 0

SARIÇAM’DA DEMİR HIRZISLIĞI

SARIÇAM’DA DEMİR HIRZISLIĞI

Adana’nın Sarıçam İlçesinde Orman Genel Müdürlüğü’ne ait ağaçlandırma bölgesinin etrafını çevreleyen koruma tellerinin bağlı olduğu 413 adet demir direğin çalınmasıyla ilgili 2 kişi hakkında adli işlem başlatıldı.

Adana Valiliği İl Basın Ve Halkla İlişkiler Müdürlüğünden bu konuda yapılan açıklama şöyle:

Adana İl Jandarma Komutanlığı ekiplerince; Sarıçam İlçesi Hakkıbeyli Mahallesi Topalaşır Mevkiinde bulunan Orman Genel Müdürlüğü’ne ait ağaçlandırma bölgesinin etrafını çevreleyen koruma tellerinin bağlı olduğu (413) adet demir direğin (toplam değeri:1.652 TL) kimliği belirsiz kişilerce çalındığı bilgisinin alınması üzerine; aynı bölgede hırsızlık olayının tekrar olabileceği değerlendirilerek bölgede araştırma başlatılmıştır.

Söz konusu hırsızlık olayı ile ilgili yapılan geniş çaplı araştırma neticesinde; ormanlık alan içerisinde bir araç bulunmuş ve aracın bagaj kısmında  (41) adet demir direk olduğu görülmüştür.Çevrede yapılan aramada Ö.H. ve O.K. isimli şüpheli şahıslar yakalanmış olup, şüphelilerin aynı bölgeden daha öncede demir direk çaldıkları tespit edilmiştir. Olayla ilgili yakalanan (2) şüpheli hakkında adli işlem başlatılmıştır. Ayrıca şüphelilere sokağa çıkma yasağına uymamaktan İdari Para Cezası uygulanmıştır.

Halkımızın huzur ve güvenliğinin sağlanması ve hırsızlık olaylarının önlenmesi amacıyla yürütülen çalışmalara aralıksız olarak devam edilmektedir.

Kamuoyuna saygı ile duyurulur.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°