Savaş Erol  Çukurova Belediyespor’da
Manşet Haber 21.07.2015 12:49:22 0

Savaş Erol Çukurova Belediyespor’da

Savaş Erol Çukurova Belediyespor’da

Geçtiğimiz sezon şampiyonluğu son maçta Büyükşehir Belediyespor’a kaptıran 1. Amatör kümenin önemli takımlarından Çukurova Belediyespor ailesi büyümeye devam ediyor.  Gençlerin spora yönelmesinde önemli misyon üstlenen Çukurova  Belediyespor, yetenekli gençleri bünyesine dahil etmesinin yanı sıra sporun da önemli isimlerini çatısı altına almaya devam ediyor.

Bu anlamda Kulüp Başkanı Sami Büyükgöçer, titizlikle üzerinde durduğu Demirspor’un önemli isimlerinden ve son olarak Futbol Federasyonu Güney Anadolu antrenörlüğü görevinde bulunan  Savaş Erol ile anlaşmaya vardı. Başkan Göçer, “Bizim için önemli bir anlaşma oldu. İnsana yatırım yaparak emin adımlarla hedefimize doğru ilerleyişimiz devam edecek.”dedi .

İmzanın ardından konuşan Savaş Erol da, “Benim için önemli bir imza oldu. Bundan sonra Çukurova Belediyespor’a  yetenekli gençleri kazandırmanın çalışmasını yapacağım. Aynı zamanda bilgi birikimlerimi aktaracağım.”diye konuştu. Savaş Erol, futbol yaşamına Ceyhanspor’da başladı. Daha sonra 13 yıl Demirspor forması giydi. Milli takımlar seviyesinde de görev aldı.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°