Seçime 41 Gün Kala Temel Attılar
Manşet Haber 17.02.2014 23:41:23 0

Seçime 41 Gün Kala Temel Attılar

Seçime 41 Gün Kala Temel Attılar

temel2bakan_adanaOrman ve Su İşleri BakanVeysel Eroğlu ile Kültür ve Turizm Bakanımız Ömer Çelik ve Vali Hüseyin Avni Coş, DSİ Genel Müdürlüğü tarafından Adana genelinde yapılacak, 10 tesisten oluşan ve 130 milyon liraya mal olacak sulama, gölet ve taşkın korumayla ilgili İmamoğlu İlçesi’nde düzenlenen temel atma törenine katıldı.


Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik ise, 2002'den bu yana yürüdükleri yolun ne kadar zor ve meşakkatli olduğunu en çok alanda toplanan kalabalığın bildiğini söyledi. 10 yılda Türkiye'de yeni doğal kaynaklar bulunmadığını, 10 yıl önceki kaynaklar ne ise bugün de aynı olduğuna işaret eden Kültür ve Turizm Bakanı Çelik, 'Ama bir şey değişti. 10 yıl önce halkın sesine kulak vermeyenler Türkiye'yi yönetiyordu. 11 yıldır ise halk ne derse o olur diyenler Türkiye'yi yönetiyor. Memleketin en büyük zenginliği o milletin kendisidir. Eğer siz milletin gücüne inanırsanız, kudretine inanırsanız bu, her türlü petrol gelirinden, dış destekten ve her türlü ticaretten daha büyük zenginlik kaynağıdır. 11 yıl önce iktidara gelene kadar size kulak verenler, iktidara geldikten sonra kulaklarını kapattılar. Fakat biz 11 yıl boyunca bu ülkede 'millet ne derse o olur, onun dışında kimsenin sözü geçerli değildir' dedik. Bakanlar, Milletvekilleri ve yöneticiler işin sadece vitriniyiz. Bu ülkede ne varsa sizindir. İmamoğlu'na ne getirilmiş ise sizin sayenizde getirilmiştir. Bu ülkedeki zenginlik sizin ve çocuklarınızın zenginliğidir' dedi.


temel_2bakanOrman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu da, Adana'ya geçen yıl geldiğinde 29 hizmet müjdesi verdiğini anımsatarak, 'Barajlar, göletler, sulama tesisleri ve orman yatırımları gibi hizmetler yapılıyor. Bu sefer de 29 müjdeye ilave olarak 28 müjdeyle buraya  geldik. Bunların toplam maliyeti 675 milyon lira. Bu, Adana ve İmamoğlu'na hayırlı olsun, bereket getirsin inşallah. Bin günde bin gölet projemiz vardı. Biz böyle çalışıyoruz. Bugün de bunların bazılarının temelini atacağız' dedi.


Adana'nın mümbit topraklarının tamamının sulanmasını sağlayacaklarını dile getiren Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Eroğlu, 'Bu tesisler, tarımsal verimin artmasına ve istihdama katkı sağlayacak. Türkiye'de çok güzel hizmetlere imza atılıyor. Adeta destan yazılıyor. 11 yıl önceki Türkiye'nin halini düşünün. Bir de şimdiki halini düşünün. Nereden nereye geldi. Paralar hep faiz lobisine gidiyordu. Allah'a şükür biz paramıza, pasaportumuza ve devletimize itibar kazandırdık. Biz büyük bir milletiz ve şanlı bir tarihimiz var. İnşallah 2023 yılında Türkiye'yi dünyadaki 10 büyük ekonomi arasına taşıyacağız. Büyük hedefleri olmayan milletler tarih sahnesinden silinmeye mahkumdur. İkinci büyük hedefimiz ise 2053. Yani İstanbul'un fethinin 600. yıl dönümünü 2053 yılında kutlayacağız. İnşallah geleceğimizin teminatı bu gençler 2053 yılında şanlı bayrağımızı daha da yükseklere dikecek' dedi.vali_celik_eroglu


YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°