Seçime yargı karar verecek
Manşet Haber 29.08.2012 15:05:24 0

Seçime yargı karar verecek

Seçime yargı karar verecek

Adana il, hem de Çukurova ilçe örgütünün ret kararı vermesinin demokratik olmadığını savunan delegeler, konuyu yargıya taşıdı. Son sözü yargı söyleyecek.

Olağanüstü kurultay talepleri reddedilen CHP Çukurova delegeleri, yargıya gitti.

Olağanüstü kongre amacıyla imza toplayan delegelere hem Adana il, hem de Çukurova ilçe örgütünün ret kararı vermesinin demokratik olmadığını savunan delegeler, konuyu yargıya taşıdı. Son sözü yargı söyleyecek.

AİLE İÇİNDE ÇÖZÜLSÜN İSTEDİK AMA…

Sulh Hukuk Mahkemesi’ne başvuruda bulunan delegeler, son seçeneği kullandıklarını kaydetti. Konuyla ilgili soruları yanıtlayan Hasan Aslan, “Partimizi mahkemelerde tartıştırmak istemezdik. Bu konuyu yargıya taşımayı da istemiyorduk. Aile içinde çözüm bulunsun istedik ama bunu izin vermediler” diye konuştu.

SOKAĞIN SESİNİ DİNLEDİK

İktidar iddiası olan CHP’nin Adana’daki Çukurova gibi önemli bir ilçesinin mevcut yönetimle yerel seçimlere gidemeyeceği kanaati oluştuğunu söyleyen Aslan, şöyle devam etti:“Biz sokağın sesini dinledik ve yola çıktık. En demokratik taleplerimiz bile görmezlikten gelindi. Bizim amacımız her kesimin kucaklayacağı bir yönetim eşliğinde iktidar mücadelesine omuz vermektir. Adana tarım, sanayi kentidir. Adana göç kentidir. İşsizliğin, yoksulluğun kentidir. Her kesimi kucaklayacak isimlerle iktidar mücadelesi verilmelidir. Toplumun kanaati bu noktada. Biz tabanı ve halkı dinledik, böyle bir karar verdik. Yüce yargının vereceği karara da hepimiz saygı duyacağız.”(Ekspres Gazetesi)

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°