Seçimi “Koltuk” Kazandı!

Seçimi “Koltuk” Kazandı!

“Dün dündür, bugün bugündür” bu söz Demirel’e ait.

Seçim sürecinde yaşananların da özetidir aslında.

Siyasi partilerde seçim süresince söylenenler 7 Haziran öncesinde kaldı.

Her şey unutuldu.

Kısaca koltuk güzel, kimse koltuğu bırakmayı düşünmüyor, aklından bile geçirmiyor.

Ortada kimin başarısı var, kim başarısız. Kimse buna bakmıyor. Başarıyı herkes sahipleniyor.. Başarısızlığa bakan yok. Başarısız olanlar da bahaneleri hazır.

Adana siyasetine şöyle bir gezinti yapalım.

Hangi parti başarılı yada hangi partinin il başkanı başarıyı yakalamış?

3 siyasi partiye bakarak bir değerlendirme yapalım.

Çok da ayrıntıya girmeyelim.

AKP seçime “İkinci yarı başlıyor” sloganıyla başladı.

Evet 2. Yarı başladı AKP tek başına iktidar olamadı. AKP’nin milletvekili sayısı 6’dan 5’e düştü. Oy oranı yüzde 37’lerden yüzde 30’a geriledi. Buna rağmen AKP birinci parti oldu. Sizce AKP ve İl Başkanı başarılı mı?

Gelelim TBMM’de 2. Sırada temsil edilen CHP’ye.

İl Başkanı Orhan Sümer  Milletvekili adayı olunca bu koltuğa seçimden önce Eczacılar Odası eski başkanlarından  Burhanettin Bulut atama ile getirildi. Bulut çok iddialı idi. CHP, “Oy verin gitsinler”  sloganı ile kampanyasını sürdürdü. İl Başkanı CHP’nin 1. Parti olacağını söyledi. Söylemesine söyledi ancak sonuç ortada. CHP 2011’de yüzde 30.81 olan oy oranını yüzde 28’e düşürdü. 2011’de 5. Milletvekilini kıl payı kaçırdı. 7 Haziran’da 4 milletvekili çıkarabildi. Adana’da seçmen sayısı 100 bin dolayında artmasına karşın, CHP’nin  2011’de 360 bin olan oyu 2015 7 Haziran’ında 357 bine geriledi. Sizce CHP ve İl Başkanı başarılı mı?

Gelelim MHP’ye. 30 Mart’ta adeta şahlandı. Adana Büyükşehir Belediyesi dahil 9 belediyeyi kazandı. Seçim sloganı “Bizimle yürü Adana” oldu. Adanalının kiminle yürüdüğü ortada. MHP’de kongrelerini tamamlayarak seçime yeni kadroları ile gitti. MHP il Başkanı Yusuf Baş’ın ilk seçimi. MHP’nin 2011’de yüzde  20.36 olan oy oranı yüzde 23.19’a yükseldi. Sizce MHP ve İl Başkanı başarılı mı?

Yazının başlığına dönecek olursak “Koltuk rahat” kimse bu koltuğu bırakma niyetinde değil. Bu sadece siyasi partiler de mi böyle? Bu hayatın her anında var. Koltuk..Koltuk. Sen nelere kadirmişsin koltuk!

İsmail BAŞKAN

13.06.2015 13:04:52

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.


VALİ KÖŞGER’DEN GÜVENLİ VE DÜZENLİ TRAFİK VURGUSU

NAZIM ALPMAN YAZDI/ DEVLET 1 MAYIS’A SAYGI GÖSTERSİN!

KUŞ GRİBİ YUMURTA FİYATLARINI ARTIRDI

KARNAVAL KOMİTESİNDEN MEKTUP VAR

ZEYDAN KARALAR’DAN MHP İL BAŞKANINA “SİNEK” CEVABI

YERLİ SUSAM İÇİN  YERLİ ÜRETİM HAMLESİ

ÇUKUROVA BELEDİYESİ TENİS TURNUVASI BAŞLADI

FATİH GÜLER GÜVEN TAZELEDİ

18 İLDEN 400 SATRANÇ SPORCUSU ADANA’DA YARIŞTI

CHP’Lİ BULUT: TASARRUFU SARAYDAN BAŞLATIN

SEYHAN NEHRİNDE GONDOLLA GEZDİLER

"YALANA VE ŞANTAJA ASLA BOYUN EĞMEYECEĞİZ"

CHP GERÇEĞİ YAYINLADI

ADANA’DA 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMASI

GÜNÜ FOTOĞRAFI:

RESMİ AÇILIŞISI HİSARCIKLIOĞLU YAPTI

CHP’DEN 23 NİSAN KUTLAMASI