SEÇSİS VE YSK’DAKİ FETÖ’YÜ SORDU
Manşet Haber 9.09.2016 15:54:32 0

SEÇSİS VE YSK’DAKİ FETÖ’YÜ SORDU

SEÇSİS VE YSK’DAKİ FETÖ’YÜ SORDU

TBMM KİT Komisyonu Üyesi ve CHP Adana Milletvekili İbrahim Özdiş, FETÖ soruşturmalarında kamuda on binlerce personelinin ihraç edilirken, Yüksek Seçim Kurulu’nda (YSK) FETÖ soruşturmalarında çok az sayıda kişinin ihraç edilmesini TBMM gündemine getirdi. YSK’daki bu kişilerin önceki yıllarda gerçekleşen seçimlerde herhangi bir manipülasyon yapıp yapmadıklarının kamuoyunca merak edildiğini kaydeden Özdiş, “YSK’da hakkında soruşturma açılan, görevden uzaklaştırılan ve ihraç edilen kaç kişi vardır? Önceki yılların seçim sonuçlarında herhangi bir şaibe yapılıp yapılmadığını biliyor musunuz” diye sordu.

CHP’li Özdiş, Başbakan Yıldırım’ın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığına verdiği soru önergesinde 15 Temmuz darbe girişimi ve sonrasına bakıldığında, OHAL ilanı ve çıkarılan KHK’lar ile birlikte on binlerce kamu personelinin önce açığa alındığını, sonrasında da memuriyetten ihraç edildiğini anımsattı. FETÖ’nün siyasi ayağına henüz doğru düzgün bir operasyon yapılmadığını vurgulayan Özdiş, şöyle devam etti:

“Kamuoyu tarafından dikkat çeken bir husus ise neredeyse her kurum veya bakanlıktan ihraç edilen personel bulunurken Yüksek Seçim Kurulu’ndan (YSK) çok az sayıda kişinin ihraç edilmesi ve bu kişilerin önceki yıllarda gerçekleşen seçimlerde herhangi bir manipülasyon yapıp yapmadıklarıdır. Devletin her kademesine yerleşmeyi başarabilmiş (veya yerleştirilmiş) bu örgütün önceki yılların seçim sonuçlarında herhangi bir etkisi olup olmadığı halen bilinmemekte, özellikle 2014 Mahalli İdareler seçimlerinin Ankara Büyükşehir Belediyesi ayağında çeşitli spekülasyonların gerçekleştirildiği halen konuşulmaktadır.”

SEÇİMLERDE ŞAİBE YAPILDI MI?

Adana Milletvekili İbrahim Özdiş Başbakan Binali Yıldırım’a yönelttiği ve yazılı yanıt istediği sorular şöyle:

“1-YSK’da hakkında soruşturma açılan, görevden uzaklaştırılan ve ihraç edilenler ayrı ayrı olmak üzere toplam kaç kişi vardır?

2-YSK’da hakkında soruşturma açılan isimlerin içerisinde SEÇSİS’e doğrudan veya dolaylı erişim yetkisi bulunan kaç kişi vardır? İsimleri nelerdir?

3-Önceki yılların seçim sonuçlarında herhangi bir şaibe yapılıp yapılmadığını biliyor musunuz? Bu konu hakkındaki düşünceleriniz nelerdir? “

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°