ŞEHİR İÇİ YOLCU TAŞIMACILARINA ÇAĞRI
Manşet Haber 13.10.2020 22:42:55 0

ŞEHİR İÇİ YOLCU TAŞIMACILARINA ÇAĞRI

ŞEHİR İÇİ YOLCU TAŞIMACILARINA ÇAĞRI

İl Trafik Komisyonu kararlarına göre Büyükşehir sınırlarında U serisi plakayla il içi yolcu taşımacılığı izin belgesi müracaatlarını 31 Aralık tarihine kadar yapmaları çağrısında bulunuldu.
Adana Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Koordinasyon Merkezi Kararı ile; 30.03.2014 tarihinden önce İl Trafik Komisyonu kararlarına Büyükşehir Belediye sınırlarına dahil olan yerleşim yerleri arasında İl Trafik Komisyonu kararlarına göre yolcu taşımacılığı yapan taşımacılara; Adana Büyükşehir Belediyesine İl İçi Yolcu Taşımacılığı İzin Belgesi müracaatlarını yapmak üzere 3l.12.2020 tarihine kadar süre tanındı.
Adana Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Koordinasyon Merkezi’nden hak sahiplerine duyurulmak üzere yapılan açıklamada; “21.09.2016 tarihli ve 2016/247 tarihli UKOME kararı kapsamında bulunan ve önceki UKOME kararları ile 'müktesep hak oluşturmamak ve tebliğ tarihinden itibaren iki aylık süre içinde araç plakasının U serisi plakaya dönüştürüp İl İçi Yolcu Taşımacılığı İzin Belgesi alınması şartıyla' talebi uygun görülen taşımacılara (son kez 1 ay süre verilenler hariç) işlemlerini tamamlamaları için 31.12.2020 tarihine kadar süre tanınması, bu sürelerden sonra yapılan müracaatların kabul edilmemesi, kararı alınmıştır.” denildi.

 

 

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°