Şehir Plancılarından Belediye Başkanlarına uyarı
Manşet Haber 5.04.2013 11:47:04 0

Şehir Plancılarından Belediye Başkanlarına uyarı

Şehir Plancılarından Belediye Başkanlarına uyarı

soner_ulasŞehir Plancıları Odası Adana Şube Başkanı Ulaş Çetinkaya, belediye başkanlarının görev sürelerinin bir yıldan daha az kaldığını hatırlattı ve tarihi uyarılarda bulundu.

TMMOB Şehir Plancıları Odası Adana Şube Başkanı Ulaş Çetinkaya, 29 Mart 2009 tarihinde gerçekleştirilen yerel seçimlerde göreve gelen yerel yöneticiler için görev süresinin 365 günden daha az kaldığını hatırlattı. Çetinkaya, “Görev dönemlerinin dört yılını tamamlayan Adana yerel yönetimlerimiz kalan bir yıllık süreyi de iyi değerlendirmelidir” dedi.
Adana’daki kentsel dönüşüm, çarpık kentleşme, afet riski taşıyan alanlar, arsa spekalüsyonları iddiaları ve şehircilik konusunda önemli açıklamalar yapan Çetinkaya, geçtiğimiz dört yıl içerisinde Adana Büyükşehir Belediyesi olmak üzere imar planları, ulaşım, altyapı başta olmak üzere sorunlara dokunulmaya başlandığını ancak kentimizin fiziksel, ekonomik, kültürel yaralarının sarılmadığını vurguladı.

“ARSA SPEKÜLSASYONLARI YAPILIYOR”
Bu süreçte Adana’nın kentsel dönüşüm alanı, afet riski taşıyan alanlar ile tanıştığını ve en son da stadyumun ticaret alanına dönüştürme girişimiyle karşılaştığını söyleyen Çetinkaya, “Bu hususlara sırası ile değindiğimizde; 1/5 binlik planlar yapım sürecinde Şehir Plancıları Odası’ndan görüşler istenmiş ve bu görüşlerimizi kurumlara iletilmiştir. Görüşlerimizi basın yolu ile kamuoyuna açıklanmıştır. Bu vesile ile basın emekçilerine bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Planlara itirazı azaltacak ve planların hayata gerçekleşmesini sağlayacak görüşlerimizden en önemlisi şahısların belediyelere, devlet kurumların belediye ye açtığı davaları azaltacak, özellikle yoğunluk değişiminden dolayı mağduriyeti ortadan kaldıracak kararların alınması gerektiği vurgulanmıştır. Planı incelediğimizde kettin gelişme yönünde (Çukurova) alınan yoğunluk kararırının bu bölgede yapılan ilk planla uyumlu olduğu tespit edilmiştir. Kentin gelişme yönlerine yapılaşmanın engellenmesi ile arsa spekülasyonları yapılmış, gayrimenkullar gerçek bedellerinin üzerinde fiyatlar belirlenerek vatandaşların mühendislik hizmeti almış yapılarda yaşamaları engellenmiştir. Bu oyun yıllarca kentimizde sergilenmiş ve çevremizdeki iler yeni şehirler kurmuşlardır. Örneğin Gaziantep de İbrahimli, Kaharamanmaraş ta Üniversite Bölgesi, Mersin de Mezitli ve Yenişehir semtleridir” dedi.

“ADANA EKONOMİSİ CANLANABİLİR”
Adana’da da verilen örnekteki diğer kentlerdeki sürecin yaşanması halinde sıkışmış konut ve ticaret alanları yerine ulaşım problemlerinin az olduğu yerleşim bölgesi  kurulabileceğini, Adana ekonomisinin de canlanacağını ve işsizliğin azalmasına katkı sağlayacağını vurguladı.
Ne yazık ki bazı planlama etaplarında yer alan konut ve ticaret parsellerinin revizyon planlarında dikkat edilmeyerek genel planla uyumsuz olarak farklı kullanımlar getirildiğini tespit ettiklerini belirten Çetinkaya, “Dolayısı ile bu sonuç şahısların tekrar dava açmasına neden olacaktır. Ayrıca kurumların belediyelere açtığı dava sayılarında artışlar gözlenmiştir. Şüphesiz kurumlar gayrimenkullerinin imar durumunu takip etmek zorundadır.  Fakat 1/5 bin ölçekteki planlara mülkiyet deseni ile yaklaşmanın doğru sonuçlar vermeyeceği ve nazım planların alt ölçeği olan 1/1000 planların yapımında ve uygulanmasında 1/5.000 planda yer almayan detaylara yer verilerek çözülmelidir.  Ayrıca alt ölçekli 1/bin Ölçekli Uygulama İmar Planları İlçe Belediyeleri tarafından hazırlanırken ister istemez 1/5 bin Ölçekli Nazım İmar Planda gözden kaçan yönlerinden dolayı farklılıklar olabilecektir. Bu durumda planlamada geri dönüşüm olarak adlandırdığımız uygulama yapılarak yani 1/1.000 ile 1/5.000 ölçekli planlar arasındaki uyumsuzluğu gidermek için uyumsuz olan bölgelerde 1/5.000 Ölçekli Nazım imar Planı revize edilmelidir. Böylece açılan davaların gerekçeleri planlara işlenerek kenttin plansız kalması önlenecektir” diye konuştu.

TARİHİ UYARILAR
İmar sorunun çözümü için yerel yöneticilerin 365 günden az zamanı olduğunu hatırlatan ŞPO Adana Şube Başkanı Ulaş Çetinkaya, afet riski taşıyan alanlara da açıklık getirdi. Seyhan ilçesindeki Döşeme Mahallesi dışındaki D-400’ün güneyinde kalan bölgelerin zemin problemleri olduğunu söyleyen Çetinkaya, belediye başkanlarına tarihi uyarılarda bulundu. Çetinkaya, kentin gelişimine katkı koymak istediklerini belirtti ve şu bilgilere yer verdi:
“Afet riski taşıyan alanlar incelendiğinde, Seyhan İlçesinde 4 adet (Döşeme, Hürriyet, Mestanzade, Mirzaçelebi Mah.) Yüreğir İlçesinde ise Misis Sit Alanı olmak üzere 5 bölgedir. Yüreğir İlçesindeki saha tarihi ve kültürel mirasımızı ortaya çıkarmak için yapılan çalışmaları hızlandırmak amaçlı yapıldığı tahmin edilmektedir. Kültürel mirasımızın gün yüzüne çıkarılmasını olumlu görüyor kentimizdeki diğer tarihi alanların da koruma kullanma dengesine göre canlandırılmasını tavsiye ediyoruz. Seyhan İlçesindeki bölgelerden Döşeme Mah. Dışındakiler D-400 güneyinde zemin problemleri olan bölgedir. Ayrıca bu bölgede yer alan yapılaşmanın ruhsatlılık durumunun %7-8 civarında olduğu tahmin edilmektedir. Döşeme Mah. İse kent merkezinde yer alması ulaşım olanakları, görünebilirlik v.b yönden iyi bir lokasyon olduğu görülmektedir. Döşeme Mah. Afet Riski taşıyan alan ilan edilmese de kettin gelişimi içinde zaten yenilenecektir. Kentimizde birbirinden kopuk dar ve lokal afet riski taşıyan alanlar ve kentsel dönüşüm alanı ilan edilmemelidir. Kentte,  zemin yapısı, bina kalitesi, yapı ruhsatlılık durumu, heyelan durmu,nüfus v.b kriterler yönünden irdelenerek bütüncül olarak kentsel dönüşüm ve afet riski taşıyan alanları belirlenmelidir. Bu durum kamu kaynaklarının daha doğru kullanımını sağlayacaktır.
Bu sınırlar belirlenirken mutlaka kenttin ulaşım sistemi de(yaya,taşıt, raylı sistem, bisiklet yolu) dikkate alınarak sadece binaları yıkıp yerine yoğunluk artışları ile yeni bina yapmak olarak konuyu görmemek gerekir. Dönüşüm ve riskli alanların yenilenmesinde nüfusun ihtiyacı olan yeşil alan, eğitim, sağlık v.b kullanımlar karşılanmalıdır. Eksik donatılar ile yapılan uygulamalarda o bölgede yaşayan vatandaşlar daha zor kentsel yaşama itilerek kentsel yaşamdan uzaklaştıracak ve kent ile uyumsuzluk problemleri oluşturacaktır.

“GEREKSİZ YAPILAŞMA KRİZ YARATIR”
Ayrıca olağan yoğunları aşırı derece artırılması sonunca yapılacak binaların satışında zorlanılacak Özellikle İspanya da olduğu gibi gereksiz yapılaşmanın finansmanın dolayı ekonomik krizler yaşanacaktır. Söz emsal artışından ve yapılaşmadan açılmışken 5 Ocak Stadyumumun Ticaret ve Konut Alanına dönüştürülme girişimini değerlendirmek istiyorum. Biz şehir plancıları Stadyum, spor salonları, parklar, yeşil alanlar, rekreasyon alanları açık ve yeşil alan olarak değerlendiriyoruz. Bu alanları planda önerirken şu amaçlara ulaşmak için yer veriyoruz; kenttin rüzgar yönü dikkate alınarak hava sirkülasyonun oluşması, deprem, sel, yangın v.b doğal afetlerde bu alanlar toplanma merkezleri, afete müdahale alanları için makine parkı, çadır kent gibi kullanımlar için alan oluşturmaktır. Unutulmamalıdır ki çeşitli kentlerimizde olan depremlerde kapalı spor salonlarında vatandaşlarımızın konakladıklarını, hayatını kaybeden yurttaşlarımızın cenazeleri defnedilene kadar buz pistinde bekletildiğini. Adana kent merkezinde kalan stadyum alanın kent dışına çıkarılması olumludur. Ancak yerine bölgenin yoğunluğunu artıracak mevcutta olan, başta otopark olmak üzere sorunları daha da artıracak yukarıda yer alan doğal afetlerde bu bölgeye nasıl müdahale edilecektir?
Stadyumun yerine konut ve avm yapılarak elde edilecek gelir tüm kentte kazandırılacak meydan, park, otopark gibi kullanımlardan daha değerli olmadığını düşünüyorum.  İlla Avm olacaksa arazinin bir bölümüne bölge esnafını zor duruma düşürmeyecek büyüklükte yurt dışında örneklerinde olduğu gibi yer altında yapılması tavsiye etmekteyim. Yerel Yöneticilerimizin Kentte karşı sorumlulukları hatırlatıyor, bugün aldıkları kararların  gelecek kuşakları etkilediğini de unutmamalarını istiyorum.  Kenttimiz evimiz, evimizi güzelleştirmek zorundayız diyerek kamuoyuna saygılarımızı sunuyorum.”

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°