Hamdi Bey Makedonya'da Köprülü kasabasında doğdu. O yüzden
Köprülülü Hamdi Bey olarak anıldı. Küçük yaşta yetim kaldı, dayısı Celalettin Bey tarafından yetiştirildi. Çocukluğu Abdülhamit in yıllarına rastladı. Yetiştiği çevre kuşkusuz onun üzerinde etki yapmıştı. Mülkiyede okurken önemli olaylara tanık oldu. Bunların en önemlisi Meşrutiyet'in yeniden ilanıydı.
Balkan Savaşına katılarak, savaş sonuna kadar askerlik görevini yerine getirdi. Kazım Özalp kendisini,
“ Bir düşünce adamı, okumayı seven, şiir yazan, resim yapan, ud, keman, tambur çalan, şık ve temiz giyinen, her gün tıraş olan, titiz,ama gözünü budaktan sakınmayan çetin bir savaşçı, yaman bir kavga adamı,” diye tanımlıyordu.
Edirne'nin düşmanlardan geri alınmasından sonra, Edirne Polis Müdürlüğü İdari Bölüm Başkanlığına getirildi. Birkaç ay sonra da Demirköy ve en sonEdremit Kaymakamlığı'na atandı.
Edremit’te
Edremit Yetimler Yurdunu kurdu. Burada şehit çocukları barınıyordu. Ayrıca
Edremit İdman Yurdunu da kurdu. Henüz 29 yaşındaydı.Bir
basımevi kurulmasını. Bir
gazete çıkarılmasını sağlamış, Kasabaya
elektrik getirtmek için etütler yaptırmış,
kasabanın imar planını çizdirmiş,
kanalizasyon işini başlatmıştı. Ama…
Aması, Damat Ferit tarafından azledildi. O da Balıkesir
Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nde çalıştı. Akbaş Cephaneliği baskınını Mustafa Kemal
Nutuk’ta taçlandırdı.
Akbaş Cephaneliği, Gelibolu Yarımadası’nda küçük bir koyda Senegallilerden oluşan Fransız birlikleri tarafından sıkı bir şekilde korunuyordu. Hamdi Bey, baskın öncesinde,koyda bütün gerekli incelemeleri yaptırdı, sonra da planını oluşturdu.
Gece geç saatlerde 30 kişilik bir grup, Akbaş Cephaneliği garnizonunu bastı. Senegal’li sömürge askerleri, hiç bir direniş gösteremedi. Anadolu kıyısında bekleyen vapurun çektiği mavna ve kayıklar Akbaş koyuna yanaştı, silahlar yüklendi ve Anadolu kıyısına taşınan malzemeler karayoluyla iç kesimlere sevk edildi.
Esir alınan sömürge askerleri Akbaş garnizonuna geri gönderildi. Hamdi Bey, İngiliz komutana bir mektup yazarak, garnizonu 200 kişiyle bastığını, askerlerin direnme şansı olmadığını söyledi. (
Asalete bakar mısınız?).
Hamdi Bey uzun macera ve kahramanlıklardan sonra, İnova Köyünde Anzavur Ahmet ve Gâvur İmam'ın adamları tarafından yakalandı. Binbir işkence ile Biga'ya getirilirken Kırkgeçit denilen yerde Hacıoğlu tarafından öldürüldü.
Hamdi Bey'in önce hainlere,
'Kuvayı Milliye yalnız ben değilim. Kuvayı Milliye bütün millettir. O ölmeyecekti,.'diye tiksinerek söyledi.
Hamdi Bey'in cesedi bir araba ile ilçeye getirildi; ayaklarına ipler bağlanarak, çarşı ve sokak aralarında,milletin direncini kırmak için,teşhir edildi. Cesedini sokak ortasında bıraktılar. Korkudan kimse sahiplenemedi. Bunu duyan Yusuf İzzettin Paşa, Biga'ya gelerek, Hamdi Bey’i eski mezarlığa gömdürdü.
Şehit edildiğinde sadece 34 yaşındaydı.
ARAŞTIRDIM, ACABA BÖYLE BİR KAHRAMANA BİR ANIT MEZAR YAPILDI MI, DİYE.
HİÇ OLMAZSA, ADI İLÇEDE BİR MEYDANA VERİLMİŞ.
- UNUTMAYALIM, O BASKINDAN KAÇIRILAN SİLAHLAR, KURTULUŞ SAVAŞINA CAN SUYU OLDU.
(Bu konuda başka bir bilgiye ulaşan burada paylaşırsa, bir parça teselli ve bir hayli mutlu olacağım.)